Aslında eğitime nereden baktığın önemlidir.
- Öğrenci açısından bakıldığında ne işe yaradığı çok da belli olmayan bir sürü saçmalık.
- Veli açısından bakıldığında çocuğunun geleceğini maddi anlamda garantiye almak.
- Öğretmen açısından bakıldığında, saçma sapan mevzuat ve müfredatlarla kuşatılmış, bin türlü olumsuzluğun içinde, kalabalık sınıflardaki birkaç "çalışkan" öğrenciye yardımcı olarak vicdanını rahatlatmak.
- Okul idaresi açısından bakıldığında yalandan göstergelerle okulun akademik ve kültürel açıdan geliştiğini ispatlamaya çalışmak.
- Devlet açısından bakıldığında, devletin işleyişi için kritik öneme sahip personeli yetiştirmek için çok küçük bir azınlığa gereken eğitim veriliyor, geri kalanlar da kendi haline bırakılıyor. Sanıldığı gibi devletin eğitimde genel anlamda başarıyı yükseltmek gibi bir derdi yok. (bence) Zaten başarılı olanları bile istihdam edemiyorken...
Yani eğitim bir bilimdir. Metotları, kuralları kapsamı belirlenmiştir. Yani "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok." Eğitimde başarılı olmak için gerekli eğitim politikaları da bellidir. Eğer eğitimde başarısızsak (ülke olarak) bu bizim tercihimizdir. Önce ülke olarak eğitimde genel anlamda başarılı olmayı samimiyetle istemek lazım. Sonrasında sizin incelediğiniz kitaptaki metotlar tartışılır.