Gönderi

Konfeksiyon fikir, düşünce ve tercihler neticesinde edinilen canlılığı; hürriyetin ve hakikatin kendisi sanmak ne büyük bedbahtlık... XXI. asrın çağdaşı büyük bir ihtimamla yetiştirilmiş. Ciddi bir küstahlık ve dışa dönüklükle, özüne olan bağlılığı yitirilmiş, ciddi bir ihtimamla kendi ihtivası içinde kaybolmuş bir yığın... İhtirasın göbeğine oturarak tüm kutsallarını Batının kutsallarına rest çeken bir mezarlık kumarbazı... Daha bedbahtı ise; bu İntelijensiya tarafından yetiştirilenler... En ufak tepkide korkuların arasında bocalayarak bahane üretmeye hazır bir makineden farksız. Enerjisini ta mektep sıralarından itibaren üretimden ziyade bahanelere harcama düsturunu edinmiş ve fikirleri iğdiş edilmiş birer tecessüs... Ve yok; ne varlığı ne de istikbali. Hazır lokmalarla doyuyor, abes oyuncaklara kanıyor. Varlığını metalarla kanıksıyor, kendinden bile şüphe duymaktan bir fersah öteye kaçıyor... İştihaları, hevesleri ve tatminleri; kendini prangalar altında şüpheden ve hakikatten alıkoyuyor. Oysa; "Şüphe" , istikbalin ve hakikatin reçetesi... "Şüphe", varlığı ispatın ta kendisi... Şüphe eden arar, Şüphe eden hakikate giden yolun esrarlı dumanlarını tarumar etmek için somuttan sıyrılır... Beyin somutluğun mabedi, kalp ise soyutluğu meftunudur... Marifet, beynin kıvrımları arasına, kalbin hayran olduğu soyutluğu enjekte etmekte saklıdır...
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.