İnanç, içkinlik ilkesinin egemenliğine girince, algılayan ve algılanan, iç ve dış, özne ve nesne arasındaki farklılıklar siliniyordu. Eğer her şey potansiyel olarak önemliyse, kişisel ihtiyaçlarımla ilişi olan şeylerle benim solaysız deneyim alanımla ilgisi olmayan, kişidışı şeyler arasında sınır çizebilmem nasıl mümkün olacak?
...
Nesnelliğin ve olgulara körü körüne bağlılığın yüzyıl önce bilim adına gördüğü itibar gerçekte, şimdiki radikal öznellik çağı için bilinçsizce yapılmış bir ön hazırlıktı.