Gönderi

Titiz Bir Yapıya Sahipti Ziyade titiz bir kimse idi. Bu sebepten herkesle geçinmesi zordu. İnandığı davası için hapishanede yatan bir insandı. Mareşal Fevzi Çakmak’ın vefatında Sultanahmet Ceza Evinde, 12 Mart 1971 Muhtırasında İzmir Narlıdere Sıkıyönetim Tutuk Evinde 3,5 ay yatmıştır. Kendisini ziyarete gittiğimde beni boynu bükük karşısında görünce, “Dik dur, böyle mazlumane durma. Bizi böyle görmesinler.” diyerek ikaz etmişti. Maznunlar vekili iken ne söylemişse, maznun sandalyesinde de aynı hakikatleri söylemiştir. * * * “Bediüzzaman ve Talebelerinin Hukuk Mücadelesi” kitabından Bekir Berk’le ilgili bölümü arz ediyorum. Mazlum Mü’minlerin Sığınağı: Kiğılı Pasajı İstanbul Yeniçeriler Caddesinde Kiğılı Pasajındaki merhum Muammer Topbaş’ın kiralayıp Av. Bekir Berk’e tahsis ettiği yazıhanesi ve 60’lı yıllara kayan hayalim... İlk katında Av. Bekir Berk’in ve yakın mesai arkadaşlarının o dasitanî mücadelesine sahne ve merkez olan bürosu... Mazlum ve mağdur ehl-i imanın sığınağı, “Bekir Bey imdat!” çığlıklarının yankılandığı mütevazi mekân... Mehmet Fırıncı Ağabeyin, “Herhâlde İçişleri Bakanlığının telefonu bu kadar çalmaz!” sözleri... Yokluk ve sıkıntılar içinde geçen zor günler. Ama iman, ihlâs, sadakat ve dayanışma, tam. Sarsılma ve geri çekilme yok. Bezm-i elestte Allah’a verilen sözler ve ahd-i misak, hayata tam geçirilmiş. Hepsi de bir Mehmetçik ruhu ve asaleti ile gaza ve hizmet meydanına atılmışlar. Program ve hedefi, Bediüzzaman’ın lisanında Kur’anî tarifini bulmuş: “Ölümün idam-ı ebedîsinden, kabrin daimî haps-i münferidinden iman-ı tahkikîyle kurtulmak.” Gelen mazlumlar ve bağrı yanık kafilesine zar zor ikram edilen çaylar... Yanında bir simit bile yok. Bu da çoğu kez, Mehmet Fırıncı’nın gayretiyle yapılan bir hizmet. İmkânı olanın getirip başkalarına da ikram ettiği mütevazi bir “dârüzziyafe.” Ziyafetin ağırlığı manevî ve fikrî. Sabahlara kadar Mehmet Emin Birinci’nin gayretiyle yazılan ve hazırlanan Temyiz lâyihaları... Müdafaalara kaynak olması niyetiyle ilâhiyatta talebelerden istenen Kur’an ve Sünnette bulunan “Nur” kelimelerinin bir gecede derlenişi. Kiğılı Pasajı ile Süleymaniye Kirazlımescit Sokağı 46 numarayla kurulan gönül köprüsü. Bu köprünün Süleymaniye ayağında yorgun savaşçı Zübeyir Gündüzalp... Sanki Fatih’in yanındaki kartal kaşlı Akşemsettin gibi. Hep doğru yolu, isabetli yolu gösteriyor. Muhakeme ve murakabesi tam. Üstadından aldığı dersi hayata isabetle geçiriyor. Tam bir Anadolu alpereni. Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girmek istediği zaman Üstadın, “Zübeyir., eğer beni sahib-i himmet, sahib-i velâyet biri niyetiyle yanımda bulunmak istiyorsan ben aradığın adam değilim. Ama ihtiyar, garip, muhtaç ve muztar bir hocaya yardım etmek istiyorsan gel.” diyerek kudsî hizmetine dâhil ettiği bir serdengeçti. Merhum Zübeyir Gündüzalp’in zaman zaman Bekir Berk’in yazıhanesine gelip hizmet hatıralarını sabahlara kadar yâd etmesi, çok alâka çekici. Bir İslâm ülkesinde ziyade zulümlere maruz mümtaz bir misafiri Mustafa Sungur’un teselli etmesi anında, kapıyı çalıp, “Söyle Sungur Kardeşe, o misafire nasihat etmesin, elem ve kederine ortak olsun.” hatırlatması... Muhteşem bir maziyi tatsız bir hâle bağlayan sağlam bir köprü... Çok renkli, ışıl ışıl bir mazi ve o maziye tam bir ayinedarlık... Herkesin bu maziyi bilmesinde çok fayda var. Bunlardan Hz. Üstadın kadim dostu gazeteci yazar ve bir devrin münafıklarının korkulu rüyası Eşref Edip Fergan, Gazeteci Yazar M. Şevket Eygi, hamiyet ve hizmet abidesi Fethi Gemuhluoğlu, Dr. Remzi Sakarya, Osman Yüksel Serdengeçti, o günün kısır şartları içinde az sayıda akademisyen ve daha binlerce ehl-i hakikat ve ehl-i hamiyet, musibetzede mübarek insanlar... Her isteğe cevap vermeye çalışan yüce bir hizmet anlayışı... Bu manevî sukut ve zilletten çıkış yolları arayan alperenler... Hamiyet, himmet ve sadakatleri zirvede. Şahıslarıyla ilgili hiçbir düşünceleri yok. “Bütün himmeti milleti olan” mücahit insanlar... Birbirlerine sıkıca kenetlenmişler. İşte küfr-ü mutlakı kırmada en müessir ve cansiperane gayretlerden şahane bir kesit... Hz. Üstadın “Bu zamanda feragat ve fedakârlık, bir iksir gibi, manyetizma gibi tesir eder.” sözünün müşahhas bir temsilcisiydi.
70 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.