Üçlemeyi bitirip bir inceleme yapmazsak olmazdı herhalde. Ancak çok hevesli yazılan bir inceleme olmayacağını belirtmek isterim (:
Kemal Tahir üçlemeleri ile ünlü bir yazar. Herhalde benim için en efsane üçlemesi "Esir Şehrin İnsanları"ydı. Üç kitap da birbirinin tamamlayıcısıydı. Hikaye harika ve merak uyandırıcıydı. Birçok alıntı elde edebilirdik Esir Şehrin İnsanları'ndan. Ancak Çorum üçlemesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İlk kitap Yediçınar Yaylası çok güzel başladı ve konu merak uyandıran bir yere gelmişti. Köyün Kamburu durağan ilerledi. Dedim herhalde son kitap da vurgunu yapacak yazar. Üç kitabı ard arda okumanın yorgunluğu da olabilir bu bilmiyorum. Ancak o kadar çok birbirini aldatan "kadın" ve "erkek" figürü vardı ki. Anadolu köylüsüne biraz haksızlık yapmış gibiydi yazar. Vermek istediği mesaj bozkırın cehaleti, oyunları vs.ydi ama mesaj namus çizgisinin her daim ihlali üzerinden verilince bir tık beni hayal kırıklığına uğrattı demeliyim. Çünkü bir memleket üzerine yazılmış kitap ve ciddi anlamda Çorumlu hemşerileri kızdıracak detaylar vardı (: yazar Çorum cezaevinde neler yaşadı. İnsan merak etmeden edemiyor.
Velhasıl üç nesil babadan oğula devam eden ağalık düzenin anlatıldığı bu üçleme aralara ince hikayeler iliştirilerek okunabilir. Zira çok yorucu olduğunu söylemek isterim. Ben yazarın kalemini çok severim. Benim için Devlet Ana, Bozkırdaki çekirdek ve esir şehir üçlemesi vazgeçilmezler arasında hâlâ. Bununla birlikte uzunca bir süre külliyatı bitirmeye ara verdim. Benim için uzun bir okuma oldu. Keyifli okumalar dilerim herkese, sevgiler.