Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

484 syf.
10/10 puan verdi
Nadia ve Maximilian Wagner'in Hikâyesi..:(
Geç Gelen Bir Inceleme.. Keyifle okumanız dileğiyle.. Gerçek Bir Hayat Hikayesi SERENAD.. Roman okumayı pek seven biri değilim. Ancak Serenad kitabı beni kendisine çekti ve gecte olsa inceleme yazmak istedim ve İliklerime kadar hissettiğim aşk ve kavuşamamazlık beni çok farklı bir yere götürdü. Nadia ve Max’ın büyük zorluklarla yaşadığı aşkları ve gözlerinin önünde kaybetmesi. Struma gemisi, nazi dönemi, katliamlar ve daha anlatılması gerek olaylar serüveni. Kulaklarımın içinde deli gibi çınlayan youtu.be/ZpA0l2WB86E Franz Schubert-Serenade. Onlara bütün bir saygımla ellerimi sallıyorum. Selam olsun imkansızlıklardan doğan Max ve Nadia. Struma gemisinde yaşamını yitiren 768 kişiyi selamlıyorum. 'ben sadece insanım!' Kitabın konusunu, olay örgüsünü, betimlemesini bir kenara çekelim. Buram buram kitabı size yaşatan bir karakter analizi var. Ve bir o kadar bilgileneceğiniz bir kitap. Roman deyip geçmeyiniz.. muazzam tespitler, duymadığınız, okumadığınız bilgiler, sizi o ana götüren betimlemeler... okuyorsunuz, okuyorsunuz ve okudukça ruhunuzda ki kötülüklerin aktığını hissediyorsunuz. Kitabın içeriğine gelince, üzülerek okuduğum her bir acısını acım diye hissettiğim bir soykırım hikayesi. Dört kadın, "Maya,Nadia,Ayşe,Sebahat" ve bu dört kadının ailesinden kopma dramı, yaşadıklarının suskunlukları, çözülmesi gereken hikayeleri. Ve bu hikayelerde kendini bulmaya çalışan 39 yaşında bir kadın "Maya Duran". Her birinin ayrı ayrı hikayesi var, ortak olan tek şey yaşadıkları acılar. Ne kadar derinden yaşıyor bazı insanlar bazı acıları diyor insan okurken. spoi vermek istemediğim için devam etmiyorum. Lakin aşk, macera,acı,azim, gerçeklik, politika. Ne ararsan var bu kitapta. Kitap bittikten sonra ise içinizden sadece şu satırları tekrarlıyorsunuz.. 'Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!' 'sen ne görüyorsun bakalım?' 'İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken,acıkan, üşüyen, korkan bir insan.' Düşündüren Kısımlar.... "...Ne çok zenginlik, ne çok yoksulluk..." Sayfa 40 "...Gerçi Ortadoğu'da düşmanlıkla dostluk çok çabuk yer değiştirebilirdi..." Sayfa 12 "...Kimin daha vatansever olduğunu ölçmenin bir yöntemi mi var? Neden bazıları, memleketi kendisinin daha çok sevdiğini ileri sürerek bir ayrıcalık elde etmeye çalışıyor?..." Sayfa 76 "...Her yolculuk bir kader birliğidir..." Sayfa 101 "...Her zaman olduğu gibi Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları iel döşenmişti..." Sayfa 205 "...Her iktidar öldürür mü? diye sordu Maya. Evet! İktidar zulüm demektir. Hele denetlenemeyen iktidar. Peki, iyi insanlar iktidara gelirse? Öyle bir şey olmaz! Neden? Acı bir gülümsemeyle açıkladı Max: İyi insanlar iktidara gelmez, gelse bile iktidar onu bozar, zalim yapar. Güldüm. Kusura bakmayın ama profesör, sizin aklınız Hitler'e takılı kalmış. Her iktidar öldürür ne demek. Şimdi ben, saçma bir şey ama, iktidara gelirsem öldürür müyüm sizce? Omuzlarımdan tutu, gözlerimin içine baktı. Evet! dedi. Siz bile öldürürsünüz. Çünkü iktidar olmanın başka yolu yok. Eskiden daha açık yapılıyordu, şimdi daha gizli...." Sayfa 231 "...Çünkü halk ancak örgütlü olduğu zaman etkili olabilir. Yoksa tek tek insanlar, zorbalık karşısında sinerler. Genel kuraldır bu..." Sayfa 245 "...Her bir insanın hikayesi, bizi kendi başımızdan geçen olaylar kadar ilgilendirirdi. Yeter ki kendi gerçekliği içinde kavransın..." Sayfa 256 "...Yaşlılıkta,çoğu durumda,beden ve zihin aynı zamanda çökmüyordu.Genellikle bunlardan biri daha genç kalıyordu.Hangisinin önce çökmesi daha iyidir gibi trajik bir sorunun cevabını bugün tam olarak öğrenmiştim : Önce zihin çökerse insan daha mutlu ölürdü." Sayfa 346 "...Şimdi de, “Telefon acı acı çaldığında...” diye yazdığıma takılıyorum. Oysa telefonlar acı acı çalmaz, hep aynı çalar ama biz gelen habere göre bazen sonradan zilleri böyle yorumlarız..." Sayfa 356 "...Yazıyla insan hayatı arasındaki garip ilişkiyi düşündüm.Yazı doğal bir şey değildi.İcat edilmişti,yani uçmak gibi o da doğamızda yoktu.Bu yüzden uçmaktan nasıl korkuyorsak yazıdan da korkuyorduk. Claude Levi-Strauss insanlığının gerilemesini yazının icadına bağlarken haklı mıydı yoksa?..." Sayfa 367 "...Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek içinde adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk başta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık...." Sayfa 416 Can alıcı düşündüren alıntılar.. Yazar Zülfü Livaneli'ye olan saygım Bir kez daha artmıştır. Bir kadın gözünden yazılmış bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Hepinize selam olsun...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,3bin okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.