Gönderi

136 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 hours
‘Biz de acıyoruz sana ama elimizden bir şey gelmez. Biz de emir kuluyuz. Okumuş adamsın, anlarsın bizi. Zaten buraya hep okumuşları getiriyorlar.’ . Nereye getiriyorlar o okumuşları ve neden getiriyorlar? Kim kime boyun eğmek zorunda? Boynunu bükmek zorunda olan kim? Okumak, topluma faydalı olmak isteyen bir çocuktu Yaşar Yılmaz. Hedefine doğru emin adımlarla ilerledi. Yoksulluk içinde okumaya çalıştı. Gelin istemedi tabi okumasını, gözünün önünde olsun istedi. Çünkü karışıktı ortalık. Solcusun der alırlardı. Aldılar da... Üniversite son sınıftayken bir gün aldılar götürdüler Yaşar’ı. Pek bilmezdi bu işleri. Dümdüz, doğru düzgün bir çocuktu. Tıpkı Mehmet Salpa gibi.. Döve döve, işkence ede ede yıldırmaya, pes ettirmeye çalıştılar. Selimiye Üçlemesi’nin son kitabında içim almadı okuduklarımı. Bir gençlik yok edildi. Dur diyen olmadı. Bunca işkence reva mıydı? Ne olacaktı sonunda? ‘Ne istiyorlarsa onu yaz. Yazdırırlar çünkü. Dayanamazsın. Yazdırırlar.’ demişti onbaşı. Yazdıran mı suçlu peki, yapmadığı şeyi kabul etmeye zorlanan mı? . Anlatmak istediğim çok şey var. Nasıl bir kitap okudum hala şaşkınlık içerisindeyim ve tabii merak da. N’oldu sonra Yaşar’a? Ve Yaşar gibi nice gence? . Yılmaz Güney’in kitaplarıyla iyi ki tanıştım. Onu okumak, onu anlamak çok özel bir şey.
Sanık
SanıkYılmaz Güney · İthaki Yayınları · 2017560 okunma
·
64 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.