Gönderi

Hayatının sonuna doğru Snelman dostlarıyla sohbet ederken şöyle diyordu: "Finlandiya'nın bugünkü haliyle küçüklüğündeki halini kıyaslarken şöyle bir tablo tasavvur ediyorum: Büyük harabe bir ev...Bütün pencereleri kapalı...Dışarıdan bakınca metruk ev izlenimi veriyor...İçerisi karanlık, boğucu, rutubetli, ağır bir havası olan ev, büyük mezarlığı andırıyor. Ama birtakım genç, korkusuz, güçlü insan ortaya çıkıyor. Çok neşeli, zeki insanlar... Hemen evin perdelerini çekip pencerelerini açıyorlar. Evin içi gün ışığı, temiz hava, çiçek kokuları doluşuyor. İçerisi canlılıkla doluyor. Binanın dışı da onarım görüyor, yenileniyor. Çevredeki insanlar da artık cinli-perili evden kaçar gibi evden kaçmıyorlar. Evin yanına gelip yenilenen binayı hayranlıkla seyrediyorlar. İşte böyle bir değişim, her ülkede, her kentte, her ilçede, unutulmuş, terk edilmiş her köyde yaşanabilir. Bunun için ihtiyaç olan yalnızca dinamik fikirli, uyanık ruhlu, uygarlık yolunda çalışırken yorulmayan, usanmayan; aksine heyecan, zevk duyan insanların varlığıdır."
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.