Godot'yu beklerken, Samuel Beckett'in 1949 yılında kaleme aldığı iki perdelik trajikomedi türünde bir tiyatro eseridir.
Ana karakterler olan Gogo ve Didi arasındaki konuşmalar devam ettikçe mantıksızlaşır. Bu tuhaf diyaloglar ve akıl yürütmeler absürt tiyatronun temel özelliğidir. Absürt tiyatro bizi anlamı sorgulatarak düşünmeye sevk eder.
Gogo ve Didi varoluş sancıları çeken iki karakterdir. Var olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Bunu da hiç tanımadıkları ve aslında hiç gelmeyeceğini bildikleri Godot'yu beklerken yaparlar. Gelmeyeceğini bildikleri halde geleceğine inanmak onların hayattaki tek amacıdır. Bu amaç onları hayata bağlar. Godot'un gelip onları kurtaracağına inanırlar ama bunu hiçbir şey yapmadan bekleyerek yaparlar. Peki ya biz ? Biz de bizi kurtaracak birinin varlığına inanıyor muyuz? Sorulabilecek bir sürü soru var. İyi tiyatro bizi düşündüren tiyatrodur.
Okurken karakterlere ağlamak ile gülmek arasında belirsizliğe düşüyor insan ama zaten Beckett'e göre ikisi arasında fark yoktur.
Tiyatroyu izlemek isteyenler için linki bırakıyorum.
youtu.be/-Va9xN_xXYw