Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

225 syf.
10/10 puan verdi
C. S. Lewis’in Büyülü Dünyasına İlk Adım
Hani bazı kitaplar olur ya onu beğendiğimizi nasıl anlatacağımızı bilemeyiz. Daha önce hiçbir kitapta edinmediğimiz duyguları, hissiyatları tattırdığından mıdır bilinmez, ne desek eksik kalacak korkusuyla ne diyeceğimizi bilemeyiz. İşte bu kitap benim için tam olarak bu tanımın karşılığı. Epey uzun zamandır rafımda duruyordu bu kitap ve kitaplığıma her göz gezdirişimde Kozmik Üçleme’ye büyük bir heyecan ve merakla bakış atar dururdum ‘acaba sıra size ne zaman gelecek’ diye, zira C.S. Lewis’in bendeki yeri, hiçbir romancının olmadığı kadar bambaşka. İlk kitabı okumak bugüne nasipmiş ve şu an kızıyorum kendime, neden bu kadar geciktirmişim ben bu seriye başlamayı, neden bu kadar güzel bir öyküden kendimi mahrum bırakmışım bunca zamandır. Bu kadar iyi, bu kadar sürükleyici bir hikayeyle karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim. Kitaba başladığım andan itibaren sanki kitap beni tutup kendine çekti, başlar başlamaz kendimi kitabın içinde buldum ve karşı konulamaz bir şekilde okumayı sürdürdüm. Okumaya ara vermem gereken anlarda bile öykü sürekli kafamın içinde bir o yana bir bu yana dönüp durdu. Şimdiden ikinci kitaba karşı, önlenemez bir heyecan ve merak duygusu hakim içimde. Ben bu kitabı tanıtmak için ne dersem diyeyim mutlaka tadı kaçacak, sürprizi bozulacaktır. En azından okumayanların aklında bir fikir oluşması için bir iki cümle edeyim: Baş karakterimiz dil bilimci Dr. Ransom kendini, her zamanki uzun doğa yürüyüşlerine çıktığı bir tatil günü, çok yanlış zamanda çok yanlış bir yerde bulur ve bu durum onu, insanın sabrını ve aklın sınırlarını zorlayacak ve aynı zamanda kendini ve hayat denilen kavramın özünü bulmaya itecek hiç beklemediği bilim-kurgusal ve fantastik bir yolculuğa çıkarır. C.S. Lewis'in kitap boyunca yer yer tanımlayıcı, betimleyici anlatıları bazen ağır ve sıkıcı gibi görünse de Lewis bu gibi durumların hemen ardından karakterleri arasındaki diyalogları kurmadaki ustalığıyla -tıpkı sabahın en karanlık vaktinin hemen ardından güneşin doğup içimizi ısıtması gibi- okuyucusunun kitaptan biraz kalkayazan başını tekrar kitaba doğru çekmeyi başarır. Belki derinlemesine araştırıldığı takdirde kitabın biraz sembolik niteliği olduğu da görülecektir ama bu konuda pek yorum yapacak bilgi birikimine sahip değim. *** C. S. Lewis genellikle 1949’da yazmaya başladığı Narnia serisiyle bilinir fakat ondan on yıl kadar önce 1938’de yazmaya başladığı bu seri ne yazık ki hak ettiği değeri hiç göremez ve Narnia’nın o görkemli anlatısının, ihtişamının gölgesinde kalır. Ben açıkçası onu okumaya Narnia ile değil de ilk serisi olan bu Kozmik Üçleme ile başlıyor olduğum için çok memnunum. Çünkü bu kitabını okuyunca göreceksiniz ki bu kitabı yazabilen adamın kalemi, on yıl kadar sonra da Narnia gibi bir başyapıtı yazabileceğini haber veriyor.
Sessiz Gezegenin Dışında
Sessiz Gezegenin DışındaC. S. Lewis · Kabalcı Yayınevi · 200566 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.