Gönderi

Mehmet Efe, onlar odaya girince, ağır ağır yerinden kalktı. Bu heyecan dolu gençlerin karşısında bir an durdu. Belki aynı yaştaydılar, ama en önemlisi aynı yürekteydiler. Vatan için çarpan yürekti onlarınki... İlkbahar rüzgârı gibi umut, neşe doluydular. Efe, sözcükleri düşünerek, ağır ağır, yavaş yavaş, tane tane söylüyordu. Bu onun doğasından geliyordu herhalde. Sözler net ve kesindi. O emir verendi, taviz veren değildi. Her hali bunu belli ediyordu. "Siz" diye başladı. "Cepheye yolladığımız diğer vatan evlatlarından farklıydınız. Siz okumuşsunuz, Üst görevlerde olmanız gerekebilirdi. Bize vatan için savaşmak istiyoruz diye başvurduğunuzda, elinize silah ver herhangi bir cepheye yollayamazdım. Onu için Başkomutan Musta Kemal'e sormaya gerek duydum. Mustafa Kemal Paşa'nın cevabı, biraz önce geldi. Başkomutan Mustafa Kemal, benim yeterince askerim var cephelerde. Ama silahım, mermim, cephanem yok. Onlara bu görevi veriyor buyurmuşlar" dedi.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.