Gönderi

252 syf.
·
Puan vermedi
Üretme Arzusunun Tükettiği Bir Ressam
Kitabı okumaya karar vermemde Vincent Van Gogh’un ressam yönünü tanımaya çalışmaktan ziyade, bir insanı intihara sürükleyen toplumsal ve psikolojik sebepleri onun penceresinden görmek ve belki de onu anlamaya çalışmak etkili oldu. Henüz on altı yaşında resim satışı yapan bir şirkette işe giren ve birtakım anlaşmazlıklar yüzünden yedi yıl sonunda işine son verilen Vincent, bu tarihten sonra öğretmenlik ve vaizlik gibi meslekler dener. 1872'de başlayıp 1890'da ölümüne dek kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplarda Vincent’in, sadece resim sanatı hakkındaki görüşleri değil toplumsal birçok olgu ile ilgili fikirleri, aşkları, hayatı anlamlandırma çabaları, doğaya olan bağlılığı, umutsuzluk ve ruhsal bunalımlarını buluyoruz. YKY’den çıkan baskıda kitap altı bölüme ayrılmış. Birkaç mektubun yer aldığı ilk bölümde Vincent’in, özellikle vaizlik yaptığı yıllarda Tanrı hakkındaki düşünceleri ve ona olan tam teslimiyeti dikkat çekici. Genel olarak düzenli bir gelirinin olduğu bu yıllarda yaşamdan, talihten şikayet görülmez yazdıklarında. Bu ilk yılların sonunda nihayet 1880'de ressamlığı meslek edinmeye karar vermesi için sonradan “Resim yapmaya yaşamımın oldukça geç bir döneminde başladığım yetmiyormuş gibi önümde bundan sonra yaşayacak pek uzun yıllar da olmayabilir.” diyecekti. Vincent resim yapmaya, vaizlik için gönüllü olarak gittiği kömür madenindeki işçileri çizmekle başlar. İleride Theo’ya yazdığı mektuplardan birinde “Çalışmalarım halkın yüreğinden kopmuş gibi geliyor bana, tabana yakın bulunmalıyım hep.” demesi belki de madende bulunduğu yılların sanatını etkilediğini gösterir. Kitabın ikinci bölümünde Vincent’in Hollanda'da bulunduğu yıllardaki yaşantılarını görüyoruz. Sadece resim yapmakla uğraştığı için ona gelir sağlayan herhangi bir işten yoksun olması ve tam da bu sebeple resim yapabilmek için gerekli malzemeleri almak ve hayatını idame ettirmek için Theo’dan maddi yardım almaya başlaması bu yıllara denk gelir. Ancak karşılıksız yardımlar bir süre sonra Vincent’i rahatsız etmeye başlar. Bu rahatsızlıktan kurtulmak için yaptığı her resminin tüm haklarını Theo’ya verir. Böylece bunu bir ticaret olarak görüp içini bir nebze ferahlatmayı dener. Çağdaş ressam ve sanat akımları ile “yıldızı” bir türlü barışmayan ve yaşadığı sürece yaptığı resimler olumsuz eleştiriler alan Vincent’in, inandığı sanat anlayışından vazgeçmediğini görüyoruz. “Otuz yıl üstünde yaşadığım bu toprağa karşı duyduğum belirli bir borç ve yüklendiğime inandığım bir görev; resim olarak birkaç andaç bırakmak istiyorum geride. Birtakım sanat akımlarının hoşuna gitmek için değil gerçek, içten, insancıl duyguları dile getirmek için.” diyecekti sonradan kardeşine. “Üretmek, üretmek, üretmek güdüsü her yanımı saran bir ateş gibi.” diyen Vincent, kardeşinden eline geçen para ile karnını doyurmak ve resim malzemeleri almak arasında kaldığında resmi idame ettirmeye öncelik verdiğini söyler. Yaşadıkları dönemde hak ettiği değeri görmeyen gerçek sanatçılar için yer yer öfkelenir. Böylesi bir yaşamı haksızlık olarak görse de gerçek zenginliğin, içindeki tükenmek bilmeyen resim yapma isteği olduğunu söyler. Ruhsal krizler yaşamaya başladığında bedensel sağlığına da çok dikkat etmesi gerektiğinin farkında olan ama aynı zamanda “Yiyecek adına kursağıma giren tek şey, yanında kaldığım ailenin sabahları verdiği kahvaltının yanında, akşam yemeği olarak bir fincan kahve ile ekmek.” diyen aynı Vincent. Yine bir seferinde Theo’ya “Kendi çalışmalarım için yaşamımı tehlikeye atıyorum, bu çalışma uğruna yarı deli bir insan oldum. Olsun, kabul.” diyordu. Sağlığını tehlikeye atan bir tavır sergilemesinin sebebini başka bir mektubunda “Ressamlar; ölmüş, gömülmüş olanlar da yapıtları aracılığıyla bir sonraki ya da birbirini izleyen birkaç kuşağa bir şeyler söyleyebiliyorlar. Hepsi bu mu, yoksa daha fazlası var mı? Bir ressamın yaşamında en zor şey ölüm değildir belki de.” olarak açıklayacaktı. Vincent’in, yaşamını bu denli olumsuz etkilediği halde yapmaktan kendini alıkoyamadığı resimleri bugün kaç insana, neler söylüyor acaba? Üretme arzusunun tükettiği bir ressamı bugün ne kadar anlayabiliyor 21 .yüzyıl insanı? “Öylesi bir ilerleme kaydetmeyi umuyorum ki yapıtlarımı her yerde kendini biçimsiz duruma sokmadan cesaretle gösterebileceksin.” demişti Theo’ya bir mektubunda. Yaşadığı süre boyunca yoksulluk çekip değeri ölümden sonra anlaşılan her gerçek sanatçı gibi doğru çıkacaktı bu öngörüsü. “Her neyse keyifli yaşamak intihar etmekten daha iyi.”
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Yapı Kredi Yayınları · 20136,3bin okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.