Kitaba arkadaşımın önerisi üzerine başlamıştım. 1k'da da kitabın incelemelerine spoi yemeden bakayım dedim, övüyorlar kitaptaki konudan ve olağanüstülüğünden bahsediyorlar... Dedim ya en fazla ne kadar olabilir ki. En fazla bu kadar olabilirmiş. Gülten Dayıoğlu, romanlara başlama serüvenimde okuduğum ilk kitabın yazarıdır. Kalemi hep yalın ve hoş gelmiştir zaten bana. Burada ise resmen çığır açmış mükemmel bir bilimsel konuyla kendi kalemi birleşince tadından yenmez hale gelmiş. E bir de gerçekten yaşanan bir olay olunca alıp götürüyor sizi. Hemen heyecanınızı kaçırmadan kitaptaki inanması güç yaratıktan bahsedeyim. Mo. Aynı anda hem denizde yüzebilen, hem karada yaşayabilen hem de gökte uçabilen fakat nesli tükenmiş bir canlı. Kitap ilerledikçe efsanelere, halk ağzında dolanan hikayelere ve en çok da iddiaların altını doldurabilen bilimsel verilerle şok oluyorsunuz. Ben ilk okuduğumda böyle bir yaratığın olabileceğinden kuşku duymuştum. Açıkçası bir kurgu olsa bile severek okurdum. Kitap Gülten Dayıoğlu'nun uçakta garip bir adamla tanışmasıyla başlıyor. Sonradan öğreniyoruz ki genetik bilimi okumuş bir mühendis olan Burç yazarımızın okurlarındanmış. Burç, Gülten Dayıoğlu'nun dikkatini çekiyor ve başlıyorlar ilginç hafif de ürkünç koyu bir sohbete... Burç yazarımıza kasetler göndererek kendi hikayesini anlatmaya başlıyor ve Roman; ana karakterlerimiz, yakışıklı centilmenimiz Burç'la zarif ve saf bir kız olan Defne(Daphne) arasındaki aşkla hikayeye giriş yapıyor. Aynı zamanda Mo yaratığını arayan bilim insanı olan Yuma ve Yuen arasındaki çekişmeyi de okuyoruz böylelikle. Şimdi ne alakası bu iki ayrı hikayenin diyeceksiniz, işte tam o sırada kitabı elinize alıp okumanızı rica edeceğim. Maldiv'leri öyle güzel anlatmış yazar... Anlatırken ben de orada olmak, o sahilde ben de kitap okumak, denizin sularında ben de yüzmek istedim. Burç ile Defne'nin aşklarını bayıla bayıla okurken Mo yaratığı hakkında öğrendiklerimle büyüledim, ortada dönen pis oyunları ve bilimin ilginç yanlarını okurken hayretlere düştüm. Uzun zaman sonra sürükleyen bir kitapla karşılaşmanın sevinci ve bilgi dolu bir kitap okumanın boşluğu birleşince okumayıp yanında yatasım geldi kitabın :D Azar azar okuyayım derken son 2 günde kendimi kaptırıp dayanmadan bitiriverdim. Kapağı kapatırken kafamda dönüp dolaşan tilkilerin sayısını bile sayamadım. Şimdi ne olacaktı? Eğer Mo yaratığının dna'sı cidden insanlara aşılanabiliyorsa ve bilim dünyası çoğu araştırmasını gizli kapaklı yapıyorsa in-mo-san projesinden insanlar var mı? Onlarla mı yaşıyoruz yani? Veya sohbet ettiğimiz arkadaşlarımız, sokakta selam verdiğimiz komşularımızdan herhangi biri canlı kopyalama yöntemiyle kopyalananlardan biri miydi? Ufak bir araştırma yaparak denizlerin daha en fazla %5'inin kesfedilebildigini öğrendim. Sadece keşfettiğimiz yanlarında mo gibi canlılar varsa, kesfetmedigimiz tarafında ne gibi canlılar ne gibi hikmetler bulunuyor? Mo bu dünyadan mı yoksa dünya dışı bir varlık mı? Daha bir çok soru var kafamda. Öyle büyülü anlatılıyor ki mo, genetik bilimi okuma, bu dalda bir meslek edinme fikri de her okuyanda oluşuyordur diye düşünüyorum :d Öve öve bitiremeyeceğim kitaplar listeme bir yenisi daha eklendi... Size de önererek bu kitabın incelemesini burada bitiriyorum. Fazla anlatmak heyecanını kacirabilir zira. Bu zevkten mahrum kalmanızı istemem. Bu arada ikinci ve üçüncü kitaplar da var. Bu kitabı sindirebildiğimde ışık hızında devamına da geçeceğim. Gerçi, zaten kitabı okuduktan sonra internette aratıp her siteye girmemenız işten bile olmayacak. Buyurun size harika bir eser! Hoşçakalın. Kitaplarla kalınn. ★

Mo'nun GizemiGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 20172,654 okunma

·

105 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.