Umudunu kaybeden halkın hikayesini okudunuz mu? Bazı kitaplar vardır;siz onu okumaz izlersiniz adeta.. Yine böyle bir kitap izlediğinizi düşünün. Ağustos aynın ortalarında koca bir meydanda, kendini unutmuşcasına dans eden binlerce kişilik bir topluluk hayal edin. Tek ayak üstünde duran,başını geriye doğru atıp yüzünü göğe çeviren kendi etrafında balerin gibi dönen,sıçrayışlar yapan,hoplayan,zıplayan, Dans deliliğinden tendonları kopan... Sıradan valsçileri,dansçıları unutun ve bu meydanda açlıktan çocuklarını yemeğe ya da öldürmeye kadar işi götüren,kağıt ve türlü haşerat yemeğe ,lağım suyu içmeye zorlanan bir kent canlansın gözlerinizde.. (tabi çok zor bunu tahayyülü zihne tüm iğrençliği ile görüntületmek) Karnaval havasında birbirine geçmiş irinli yüzler,çoktan çürümeye başlamış cesetlerin oluşturduğu kan denizinde ,tüm derdi endüljans ganimetleri olan,halkı açlığın verdiği çaresizlikle delirip dans hastalığına tutulurken,kileri çeşit çeşit yiyeceklerle dolu olan katedraller.. Türklerle korkutulan şehrin eli silahlı askerleri ve Marthin Luther.. Bu kitap bahsettiklerimden fazlazı aslında Ve bahsettiğimden dehşetli. Ağzı açık kalakalmak tabiri var ya:işte bu kitap öyle yapıyor

Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 202054 okunma

·

104 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mona Roza