The Handmaid’s tale dizisini izlerken okumaya başladım. Ustalıkla işlenmiş bir olay örgüsü, okurken hem karakterlerin başından geçen olaylara sinir oluyor, karakterler ile bağ kuruyor, hem okumayı bırakamıyorsunuz. Sadece kadınların gözünden bakmamak gerekiyor. Kitapta anlatılan her karakterin hikayesi; kadının, erkeğin, çocuğun gözünden bakıldığında da eşit derecede adaletsiz, haksız bir sistemin eleştirisi ve yazar bu eleştiriyi aynı zamanda sistemin gözünden bakarak yapıyor. Elbette dünyanın bu kadar kötü bir durumda olmamasına şükrediyorsunuz ancak kitabın iz bırakmasında dünyada ne yazık ki süregelen şiddetin ve istismara uğrayan kadınların, çocukların, insanların olduğu gerçeğinin etkisi çok büyük.