Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, kitabı alışım, okuduğum yerler ve içerik anlamında bende oldukça farklı bir yere sahip oldu. Kitabın incelemesine başlamadan önce benle olan hikâyesinden bahsetmek istiyorum. Arkadaşımla beraber hafta sonunda ne yapmalı diye çokça düşündük ve en nihayetinde Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde Nargile içmeye karar verdik. Kararımız sonrası Beyazıt yolculuğu başlamış, sonrasında nefesi sahaflarda almıştık. Yerlere serili olan kitaplar arasından listemde olan Beyaz Zambaklar Ülkesinde ve Sineklerin Tanrısı gözüme çarptı. Çok fazla zamanımız olmadığından bu iki kitabı alıp mekâna geçtik ve kitabın başlangıcını orada yaptım. Sonrasında başka bir arkadaşım ertesi gün Bursa’ya gitmeyi teklif etti ve bende kabul ettim. Pazartesi günü İstanbul trafiğinin en yoğun olduğu vakit yola çıktık ve tam dört buçuk saat sonra ancak Nilüfere varabildik. Geceyi dinlenerek geçirdikten sonra sabahtan merkeze gidip Bursa’nın tarihle iç içe olan merkezini gezdik. Gün batımına doğru tekrardan Nilüfere geçtik. Arkadaşım bir arkadaşı ile görüşmek için beni arabada yalnız bıraktı ve o an geldi. Hava tam manasıyla kararmamış olmasına rağmen sokak lambaları ışık vermeye başlamıştı. Arabanın içerisinde, koltuğu hafiften arkaya dayadım ve kitabımı açıp tek tük insanların sessizliğini bozamadığı sokakta, sokak lambalarının loş ışığıyla tekrardan okumaya koyuldum. (Sanıyorum kitabın dili olsa bu şekilde okunduğu için bana teşekkür ederdi. :) ) Gelelim kitabın incelemesine. Kitapta Finlerin yükseliş hikâyesine tanık oluyoruz. Deyim yerindeyse gerçek bir diriliş hareketi diyebiliriz. Kitabın sayfaları arasında dolaşırken okurun aklında dönüp dolaşan ve tam manasıyla net bir cevap veremediği o soru beliriyor. Neden? Neden biz yapamıyoruz? Dediğim gibi bu sorunun bir sürü cevabı olabilir ve ancak tüm bu cevaplar birleştiğinde ancak bir diriliş, bir yükseliş hareketi meydana gelebilir. İşte bende bu incelemede bunun cevaplarını yansıtmaya çalışacağım. Bana göre, bir toplumun yükselişi için en gerekli unsur, eğitim ve eğitim ile gelen farkındalıktır. Toplumun tabanına inmek ise en çok önem arz eden durumdur. Finler, İsveç’in himayesi altında yozlaşmış ve çürümüş bir millet iken Rusya’nın himayesine geçmesi (tabii Rusya’nın himayesine geçerken kendi bağımsız iradesi ile yönetilebilme ayrıcalığı alarak geçiyor.) ile diriliş hareketi başlıyor. Öncelikle tarihten dersler çıkartabilen bilinçli bireylerin gayretleri son derece önem arz ettiği mesajı veriliyor. Ülke genelinde bir vatansever bilgenin(Snelman) çıkardığı bir kıvılcım ile başlıyor Finlerin diriliş hareketi. Hedeflenen yükseliş için toplumun her kademesine farkındalık konferansları veriliyor ve bununla beraber ülkenin dört bir yanına halk kütüphaneleri açılıyor. Dikkat çekmek istediğim bir diğer konu ise halkın cahiliyeti sadece okuma yazma bilmeyen en alt tabakadan ibaret olmadığı, doktorların, avukatların, memurların yani bir anlamda eğitim görmüş bireylerinde bu kapsama girdiği kitap içerisinde çarpıcı örneklerle gözler önüne seriliyor. Bir memurun mesai saatlerinde halkın ihtiyaçlarını karşılama anlamında eksik kaldığı, mesai saatleri dışında da kâğıt oyunları ve alkol gibi insanı uyuşturan, yaşama amacını donduran uğraşlarla meşgul olduğu çürümüş toplumun birer çarkları olarak varlıklarını sürdürdükleri gibi örnekler. Devlet kademelerinde tüm bu çürümüşlüğün yanında birde ahlaksızlar boy gösterince halk için ülke yaşanılmaz bir yer haline geliyor. Bu anlamda kitapta yer alan “Ahlaki Oksijen” kavramı ile alakalı bir alıntı yapmak istiyorum. “Metternich zamanında rüşvet alıp vererek, hafif ve kolay kazançlar elde etmek, saygın bir işmiş gibi yaygınlaşmıştı. Toplum içerisinde ahlaki oksijen kalmamıştı.” Kitap bir ülke için, bireyler için neredeyse tüm gerekli konulara değinmiştir. Üzerine konuşulacak o kadar çok konu var ki ama okunmayacağı, amacına ulaşamayacağı için incelememi yine kitapta yer alan dindarlık üzerine yapılan inanılmaz tespitle sonlandırıyorum. Herkesin ama herkesin okuması üzerine düşünmesi ve bu düşünceleri amaç edinmesi gereken bir kitap. Keyifli ve bol kazanımlı okumalar. “Evrene zarar verirsen, insanlara ya da hayvanlara kötülük edersen, ailenin bir ferdine kötülük etmiş sayılırsın. İşte buna dindarlık denir.”
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,9bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.163 görüntüleme
Nympheutria okurunun profil resmi
Anıl hocam, on numara inceleme olmuş. İncelemede de bahsettiğin üzere üniversite mezunu olup da eğitimsiz insan çok var. Eğitim yalnızca 5 şıktan ibaret değil, olmamalı. Kelimeler de olmalı eğitimin içinde, kitaplar ve daha nice şeyler. Bizlerin hatası bu sanırım; 5 şıkın içine bütün hayatı sığdırmaya çalışıyoruz; daha kelimelere sığdıramamışken.
Anıl okurunun profil resmi
Çok haklısın Hocam, biraz uzun yazdım galiba, arkadaşlar umarım gereken önemi gösterir kitaba çünkü bunu hak eden bir kitap .
10 sonraki yanıtı göster
S.C okurunun profil resmi
Yüreğine sağlık güzel inceleme yapmışsın. Bu kitabı Gazi Mustafa Kemal Atatürk eğer zorunlu hale getiriyorsa herkes bu kitabı okumalı. Gazimizin bu kitaptan çok etkilendiği bazı şeyleri yaparken bu kitaptan faydalandığı belirtilir. Ömrü yetse idi bir Türkiye için istediği tam bağımsızlık güçlü bir ekonomi eğitim öğretim de fırsat eşitliği lider ülke konumuna getirebilirdi.Kısa ömrüne büyük başarılar sığdıran Paşa ve silah arkadaşlarına minnetle. Günümüz için bu kitabı bence ilk okuması gereken Türkiye konusunda karar verenlerdir çünkü tüm geleceği etkileyen kararlar alınıyor ve ömür boyu sürüyor. Herkes okumalı ama herkes işte o zaman Atatürkün değerini ve bu kitabı neden bu kadar önerdiğini ısrarla emir niteliğinde zorunlu tuttuğunu anlarız.
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. :)
sema inal okurunun profil resmi
Yuregine saglik guzel inceleme olmuş.
Sezer Altun okurunun profil resmi
Bu kitapla ilk defa burada karşılaştım; ancak ilgimi çekmedi. İdealist biri olduğumu zannetmiyorum ; sadece kendi yazgımı değiştirmekle yetineceğim.
Anıl okurunun profil resmi
En azından hiç karşılaşmamış olmaktan daha iyidir. Yazdıklarınız dolaylı yoldan kitabın ana düşüncesi ile zaten paralellik göstermektedir. Yani her birey kendi üzerine düşeni yapsa, yazgısını kendi bilinçli isteği ile değiştirse zaten toplum otomatikman düzelecektir düşüncesidir.
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam.
Elif Alay okurunun profil resmi
Bu kitap ancak bu kadar güzel yorumlanabilirdi.Elinize sağlık
Anıl okurunun profil resmi
Efendim beğenmiş olmanıza sevindim teşekkür ederim çokça. :)
Ergin Karadağ okurunun profil resmi
👍🏻Hakkaten bravo süper anlatmışsın👏🏻👏🏻
Doğavekitap okurunun profil resmi
👏👏👏 Bu güzel kitabı ben de okuyup yorumladım. #kitapseverlertakiplesiyor #dogavekitap #dogavekitapankara dogavekitap.wordpress.com/2022/12/07/beya...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.