Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
bu inceleme azıcık farklı bilginize
Küçük Prens... Popüler kültürün bir ürünü haline büründü. Fakat bazen popüler kültür de işi bilebiliyor. Bu üçüncü okuyuşum oldu. Fakat eskilerinde biraz daha küçüktüm. Daha doğrusu derinlerindeki fikirlerden çok okumak için okumuştum biraz. Yüreğimle bakmamıştım. Umarım popüler kültür akıntısı sonucunda bu kitaba sürüklenenler de yüreğiyle okumuştur. Ne diyor kitapta yazar “Çünkü kimsenin kitabımı baştan savma okumasını istemem.” Evet önceden okuduğumu belirtmeme rağmen, sanki ilk kez okuyor gibi oldum. Çok fazla konuya değiniyor. Çok dazla detay yakaladım. Hatta hemen şu an tekrar okusam yine yeni şeyler yakalayacağımdan eminim. İlk olarak yazarın küçüklüğünde çizdiği resimleri anlatmasıyla başlıyor kitap. Büyüklerinin resimlerine karşı ilgisizliğinin sonucunu “Daha altı yaşımda, bana parlak bir gelecek sunan resim sanatından vazgeçtim” diye anlatıyor. Hemen ardından yetişkinlerin spor, siyaset sohbetlerine katılmayı “onların düzeyine iniyordum” diye nitelendirerek, insanların hayatlarında böyle boş işlerle ne kadar vakit kaybettiği gerçeğini yüze çarpıyor. Baobab tohumlarına değindi bir de yazar. “Kötü bir bitkinde kökünden söküp atmalıyız onu” diyor ve devam ediyor: “Bu tohumlar gezegeni dal budak salmış. Baobab öyle bir bitkidir ki erken davranmazsanız bir daha baş edemezsiniz.” Evet şimdi ben bu cümlelere biraz farklı açıdan bakmaya davet ediyorum sizleri. Bu bitkiler dünyamız için düşündüğümüzde cahillik, atalet, kötülük gibi kavramlar olabilir mi sizce? Neden olmasın? :) Dikkatimi fazlasıyla çeken bir diğer nokta ise beşinci gezegende bekçinin söylediği şu söz “Yönetmelik değişmedi. İşin kötüsü de bu ya. Gezegen her yıl daha hızlı döneme başladı, yönetmelik ise yerinde saydı.” Bulunduğumuz teknolojiye ayak uydurmakta zorlanan çağımızı düşününce bu cümleler hala fazlasıyla geçerli. Ve en popüler alıntıya gelelim. “İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülemez” Ben bu sözü şuna yoruyorum. Bana göre bir insanın huzurlu bir hayat yaşaması için ilk şart maneviyat sahibi olmasıdır. Burada da yüreğiyle bakmak derken işin manevi kısmına vurgu yapıyor. Böylece bu alıntı çok daha bir anlam kazanıyor gözümde. En iyisi ben de küçük prens gibi tekrarlayayım. “Gerçeğin mayası gözle görülemez”. Bu satırlardan hemen sonra şöyle devam ediyor: “Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.” Zaman kavramını ne de güzel anlatan bir cümle. En ama en değerli kavramlarımızın başında sağlık ve zaman var. Geri alması kolay olmayan ve önemi sonradan anlaşılan. Zaman, bu kadar önemliyken bu çok değerli zamanınızı kimin uğrunda ne kadar harcadığımız da dolayısıyla zaman harcanan kişiyi önemli kılmaz mı. “Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: Uğrunda harcadığın zamandır.” Yazı gitgide uzuyor fakat hala üzerinde konuşulacak o kadar çok konu var ki. Trendeki insanlar için: “Ya uyuyorlar ya da esniyorlardır şimdi... Yalnız çocuklar burunlarını cama yapıştırmıştır.” Dürüst olalım kaçımız bir şehirler arası bir yolculukta ya da otobüste yahut uçakta etrafımızı algılamaya çalışıyoruz? “Kimse yerinden memnun değildir”, “Bazen her istediğimiz olmaz” ve “İnsanım dostunu unutması ne kadar da acıdır” gibi ve daha benim gözümden kaçan üzerinde konuşulabilecek o kadar çok cümle var ki. Bence bu kitap öyle bir günde bir günde bitirip atılacak bir kitap değil, ara ara okunup bizi düşünmeye sevk edecek bir başucu kitabıdır. Fazlasıyla hoşuma gitti. Biraz zaman geçtikten sonra tekrar okumayı düşünüyorum. Bu okumama Barış Özcan’ın Küçük Prens videosu sebep olmuştu. Şimdi de Oğuz Aktürk’ün Küçük Prens videosu ile kapanışı yapmaya gidiyorum. Hoşçakalın kitapla kalın!
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,1bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.