“Her şeyin olması gerektiği” gibi olduğu bir hayat yaşayan İvan, hastalandıktan sonra hayatını sorgulamaya başlar ve her şeyin aslında olması gerektiği gibi olmadığını anlar. Tolstoy, ölmek istemeyen ama gün geçtikçe ölüme yaklaşan kahramanımızın ölümle mücadelesini ve kendini sorguya çekmesini anlatırken benim de kendimi sorgulamama neden oldu. Şuana kadar ne yaptım? İyi bir hayat yaşadım ya da yaşıyor muyum? Sonuç olarak benimde İvan’dan geri kalır yanım olmadığını fark ettim. Kitabı okurken kendini sorgulaması bana Victor Hugo'nun Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabını hatırlattı.