Meşe ağacının uzayan gölgesi; öğle vaktinin çoktan geçtiğini, günün son çeyreğine girildiğini anlatıyordu. Yürümek zorunda olduklarını çok iyi biliyorlardı. Yürümek artık canlarına tak etmişti. Bir gün; yürümek zorunda kalmadan akşam edecekleri günleri hayal ederek, yüreğindeki bütün korkuları o ağacın altında bırakarak, kara kapkara kaderlerinde yol almak için tekrar kalktılar. Ve yeniden yola düştüler.
s.108