Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

78 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ne zaman kendimizi bulmaktan vazgeçtik işte o zaman olanlar oldu diye düşünüyorum.Kendini bulan insan dünyada neden var olduğunu sorgular.Sorgulama başladıysa sorular artar.İyi cevaplardan çok iyi sorular yol aldırır bize...Zira soru sormak önce kendimizi sonra da etrafımızdakileri rahatsız etmektir.Çocuklardan yola çıkarak gözlemlediğimiz bir olaydır bu aslında.Çocuk çevreyi ve hayatı anlamlandırıp tanırken çevresindekileri bezdirene kadar sorular sorar.Ama maalesef ki bir çocuğun bıkmış ebeveynleri gibi, soru sorulmasından rahatsız olur insanlar.En çokta özümüze kendimize yönelik konularda... Bir an önce rahatsız etmeye kendimizden başlayarak; Ali Şeriati'nin deyimiyle 'Sizi rahatsız etmeye geldim.' dememiz gerekiyor.Çünkü kitabın temelini oluşturan 'öz ve sosyal bilinç' rahatsız olunarak bulunacak cinsten.Hayatımızın her alanında bizi bu bilinçlerden uzaklaştırmaya çabalayanlar var.Bu çabaları boşa çıkaracak sorular sorarak kendimizi bulmaya başlamak lazım... 1) Neden farklılıklara tahammülümüz yok? Neden doğada bir taş bile diğerinin aynı değilken; biz şuurlu bir varlık olan insanı gerek fiziksel gerek düşünce olarak aynı kalıba sokmaya çalışıyoruz? Aynı mimikler, bilmem hangi mağazadan alınmış aynı marka kıyafetler, çantalar, herkes okudu diye okunmaya çalışılan kitaplar, o bu şu izliyor diye izlemek zorunda hissettiğimiz filmler-diziler, yakışır mı yakışmaz mı diye bakılmadan bu moda renk diye boyatılan saçlar... Liste baya uzun... 2) Biz ne ara bu kadar duyarsız bir toplum haline geldik, birbirimize bu kadar yabancılaştık? Hâlbuki bizim "Komşusu açken, tok yatan bizden değildir." diyen Peygamberimiz (s.a.v.), bir arada bulunmayı önemsediği için Mimar Sinan 'a sahip olduğu halde apartman dikmeyen bir ecdadımız vardı. Bir kaç gün önce bir habere rastladım.Hırsızın biri binadan bir şeyler çalmış götürürken, bina yöneticisine selam veriyor.Yönetici de selamı alıp yoluna devam ediyor. Yorumsuz... 3) Bir haksızlık olduğunda "Aman! Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın." diyen -şu an adını hatırlayamadığım- film karakterine benzemeye başladık. "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." ikazını ne zaman unuttuk? İran ve Roma seferlerinden sonra "Ey Ömer! Senin gömleğin neden bizimkinden uzun, fazla ganimet mi aldın?" diye hakkını savunan sahabiler.. Fatih Sultan Mehmet'e eğer verdiğim kararı kabul etmeseydin şu hançerle parmaklarını kesecektim diyen kadılar... Neredeler ??? Çoğumuz yalnızlığı pek çok kez kendimizi dinlemek için sevsek ve istesekte, sosyal varlıklar olduğumuzu ve bir topluma ait olduğumuzu kabul etmek zorundayız.O yüzden bir kenara çekilip 'Aman bana ne! Başkaları yapsın.' diyerek ömrümüzü bitiremeyiz.Ama bunu da 'her işe, herkese karışabilirim' olarak algılamayalım lütfen! -bknz: erkeklerin sürekli kadınlar şöyle giyiniyor ya, böyle giyinse daha iyi gibi kadınların giyimleri üzerindeki yorumları- Karışamaz mısınız ? Tabi ki de karışabilirsiniz efendim ama kilometre ötedeki bir şehirde hiç tanımadığın bir kadına değil...Toplum bazında olaylarda sahip olduğumuz statüye uygun olarak bir haksızlığa müdahaleden bahsediyorum. 4) "Hiç bitmez ih-ti-yaç-lar.." diye kulaklarımda çınlayan reklamlar... Bu cümle de ihtiyaç listemizi nasıl oluşturduğumuza veya kimlerin ihtiyaç listemizi oluşturduğuna bağlı... "Çünkü günümüz aldatıcıları dünün zavallı göz boyacıları değildir.Onlar aslında göz yapan, görmeyi sağlayan kimselerdir." (syf 36) Bu cümleyle birlikte tekrar sorgulayalım ihtiyaç listelerimizi; kendimiz mi hazırlıyoruz yoksa bize göz yapıp görmemizi sağlayan kimseler mi? Bir de Şeriatı'nin bahsettiği eşekleştirme türleri var.Hepsinden bahsetmeyeceğim.Sadece benim de günlük hayatta örneklerine çokça rastladığım 'Geçmişi Kutsama ve Şükür'e değineceğim. Mustafa Kutlu'nun, "Geçmişle övünelim tamam, ama lütfen bugüne dönelim" cümlesine çok çok katılıyorum.Kimse geçmişini yok saymamalı, ama bugün ne yapıyoruz, neler yapacağız? kısmına daha çok kafa yormalı... Bir de Mevlana'nın şu cümlelerini hatırlamamak olmaz... "Dünle beraber gitti cancağızım, Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım." Şükür ile ilgili de iki arkadaşım arasında geçen bir konuşmayı paylaşıp incelememi bitiriyorum... Biri sözleşmeli olarak atanmasının çok doğru olmadığını, hakkının yendiğini söylerken, diğeri "Şükret ülkede atanamayan bir çok insan var" diye bir cümle kurdu.Şeriati'nin eşekleştirme maddelerinden sonra çok da bir şey söylemek istemiyorum bu duruma.Yorum sizin... Hayata öz ve sosyal bilinç ile bakabildiğimiz başkalarının değil kendi gözlerimizle görebildiğimiz an her şey daha farklı olacak... Kendisi küçük etkisi büyük bir kitap...
Bilinç ve Eşekleştirme
Bilinç ve EşekleştirmeAli Şeriati · Fecr · 20131,070 okunma
·
99 görüntüleme
Aslı okurunun profil resmi
İnceleme çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık 👌👏💕
Fenci okurunun profil resmi
Teşekkürler...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.