Batı Avrupalılar 19. yy'ın başında önemli bir güç elde ettiler. Güç kazandılar, güçlü duruma geldiler. Güçlü duruma geldikten sonra yavaş yavaş bütün dünyayı istila etmeye meylettiler. Daha öncesinde, 19. yy'a gelmeden önce, Güney ve Kuzey Amerika'yı zaten işgal etmişler, sömürgeleştirmişlerdi. Bilindiği gibi Kuzey Amerika'nın, Meksika'yı bir kenara bırakacak olursanız, neredeyse tamamı İngilizce konuşur ve Protestan'dır; Kanada'nın, Fransızca konuşan Quebec isimli küçük bir bölgesi hariç, neredeyse tamamı İngilizce konuşur ve Protestan'dır. Buna karşı Güney Amerika söz konusu olduğunda her yer İspanyolca ve Portekizce konuşur ve Katolik'tir. Hâlbuki, 1600'lerden geriye giderseniz bu bölgelerde bir kişi bile İspanyolca, Portekizce veya İngilizce bilmezdi; bir tane bile Hristiyan mevcut değildi. Yani sömürgeleştirme dediğimiz hadise, kısaca etnik temizlikten başlayarak, insanların dini ve dilini değiştirme süreci olarak tahakkuk etmiştir.