Efendiler; tekke ve zaviyelerle, türbelerin kapanması ve genel olarak
tarikatlarla şeyhlik, dervişlik, müritlik, çelebilik, falcılık, büyücülük ve
türbedarlık vb. birtakım unvanların yasaklanması ve kaldırılması da,
Takriri Sükun Kanunu devrinde yapılmıştır. Bu konuda yapılan işler ve
uygulama, toplumumuzun, hurafe meraklısı ilkel bir kavim olmadığını
göstermek bakımından ne kadar gerekli idi; bu takdir olunur.
Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyidlerin, çelebilerin, babaların, der-
vişlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere,
nüshacılara, talih ve hayatlarını emniyet eden insanlardan oluşan bir kit-
leye, uygar bir millet gözüyle bakılabilir mi? Milletimizin hakikî ni-
teliğini yanlı anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermi olan bu
gibi unsurlar ve kurumlar, yeni Türkiye devletinde, Türk Cumhuri-
yeti'nde devam ettirilmeli miydi?
15-20 Ekim 1927
Nutuk,