Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
05.07.2016
Sıradan adamın olağanüstülüğü René Descartes'ı (Röne Dekart) Rendekâr (Bakınız: Yöntem Üzerine Konuşmalar - Zagon Üzerine Öttürme) olarak gördüğüm ilk anda beni cezbetmiş bir kitap diyeceğim ama hayır, ilk sayfasıyla çoktan yapmıştı bunu. Müthiş akıcı bir anlatım, incelemeleri okurken dilinin ağırlığından yakınıldığını gördümse de benim için bir sorun teşkil etmedi bu. Aksine, dilinin böyle olması daha da çekti beni olayın içine, daha bir gerçekçi ve elbette daha bir "düşsel" oldu her şey. Yazarın okuduğum -ve anladığım kadarıyla kendisinin de- ilk romanı ama ilkiyle böyle çarpabiliyorsa bu adam, daha neler yapmıştır kim bilir. İsimler dahi özenle seçilmişti: Bünyamin, yani sağ elim. Yazı yazdığım elim, yazarak yaratılmış, düşlenmiş silik çocuk. O kadar çok şey okumuşum gibi geldi ki şu kısacık kitapta, neye uğradığımı şaşırdım. Sanki her kelime sıradan bir cümleye çıkıyordu fakat olağanüstüydü de. Başlığa verdiğim isim, Bünyamin'e atfen söylenmiş değildi aslında; kitap her bir parçasıyla -mecazen- sıradan adamın olağanüstülüğünü anlatıyordu zira. Üstelik, özeti ilk sayfasında verilen bir kitap bu. İhsan Oktay Anar, kitabın girişine eklediği Latince sözlerle anlattıklarının kısacık ama tabii yeterli gelmeyecek bir özetini sunuyor bize: "tui lucent oculi sicut solis radii sicut splendor fulguris lucem donat tenebris" ("Senin karanlıktan uzak erdemli gözlerin güneşin ışıkları gibi parlıyor") Söylenecek daha çok şey var ama biz en iyisi bunun yerine, okuyalım, okutalım.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.8k okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.