Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

118 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Beyaz geceler için
Beyaz geceler’i yıllar önce okumuştum aslında. O zamanki okumamdan buruk ve aydınlık bir his kalmıştı. O buruk ve aydınlık hissi hatırlıyor fakat geçen olayları, ayrıntılarını pek fazla hatırlamıyordum. Bu yüzden bir kere daha okudum. Hem bir bakıma bir kitabı yıllar sonra tekrar okumak, kendimizi de tekrar okumak olmalı.. Bu bir novella, ‘Bir hayalperestin Anıları’ olarak da ismi var, biliniyor. Bana en çok dokunduğu yer de burası sanırım. Hayalperestlik aslında o kadar güzel irdelenmiş ki kitapta.. Bir hayalperestin, hayalsiz insanların gerçekliğe sıkışıp kalmış halini küçümsediği, çünkü belki de onun zaten bütün yaşanabileceklerin ötesini tattığı ve bunun o yakıcı hissi, (nasıl gerçek olamaz?, dedirtişi) fakat öte yandan bir anda dağılıp gidişi, o muğlaklığı ve bütün odayı, şehri dolduran boşluğu sonra. Ve bence en önemli noktalardan biri, hayal dünyasının bir yaşantıdan kurulduğu ve eğer devamlı hayale kaçılırsa başka bir yaşantımız olmadığı için o hayallerin çürümeye başlayışı ve bizim yavaş yavaş ölüşümüzdü belki..Açıkçası bir hayalperestin çoğu insandan zeki olduğunu düşünüyorum. Fakat yeterli değil sanırım.. Bu öykü aslında pek çok kimsede saf bir sevgi olarak kalır. Sevilmekten bağımsız sevebilmek.. Ve o açık yüreklilikle konuşuş hali (bu hayatta çok az başa geliyor olmalı..). Yok da değildir bunlar öykümüzde. Fakat niçin bir hayalperest bir anlığına gerçeğe dokunmuş, sonra o ‘gerçek’ kendi yoluna giderken hayalperestimize ‘gerçeğin anıları’ kalmıştır? Ya da Dostoyevski’nin kalemi niçin bunları yazmıştır? Düşüneyim, düşünülsün eğer istenirse..
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 202074,7bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.