Elbette ki yazı; medeniyeti koruyan, saklayan ve gelecek zamana taşınmasını sağlayan itibarlı ve önemli bir araçtır. Yazı, hâkimiyet tarzlarını genişleten, güçlendiren, insanlar ve devletler arasında ilişkiler kuran, yakınlıkları çeşitlendiren ve en önemlisi kolaylaştıran bir vasıtadır. Yazının, ilk meşru tezahürüne milletlerarası mahiyetli piktogramlarla başlaması ve daha sonra asırlar geçtikçe, iç ve dış görünümünü geliştirdikçe millî özellikler kazanmaya başlaması dikkat çekicidir. Eşyalardan oluşan ilk mektubu hatırlayalım. Kadim
dünya tarihçisi Herodot, İskitlerin kendileriyle savaşan İranlılara şöyle bir “mektup” gönderdiklerini kaydetmektedir. Bu “mektup” bir kurbağa, bir sıçan, bir kuş ve beş oktan ibaretti.