.
Robin pırlanta ışıltıları, ipek pırıltıları ve atların çın çın öten gümüş çanlarıyla yaklaşan kafileye yüzünü buruşturarak baktı. Kendi kendine söylendi. “Şu piskopos bir din adamına göre fazla şaşaalı giyinmiş. Kendisine din yolunda ışık tutan yüce azizlerin de boyunlarında altın zincir, vücutlarını saran ipekli giysiler ve ayaklarında sivri burunlu pabuçlar var mıymış, merak ediyorum. Hem de tüm bu süslerin parası eminim ki, fakir köylülerin alınlarının teriyle kazandıklarından çıkartılmıştır. Piskopos efendi gün bitmeden, şu hükümranlığın bitebilir haberin olsun.”
.