Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

50 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Savaş karşıtlığıyla bilinen Zweig, bu kitabında vatan sevgisi ve eşi arasında kalışını Ressam Ferdinand üzerinden anlatıyor bize. Tıpkı kendisi gibi ressamın da içi içini yiyor beklediği evrak gelene kadar. Beklenen nedir ki, özgürlük mü, esaret mi, bir adı var mı böyle gidişin? Resmi evrak dediğimiz savaşa çağıran bir emirse anlamı kalır mı eşe verilen sözlerin! Bildiğimiz Zweig anlatımıyla, savaş ve aile arasında kalışı izliyoruz bu kez. Avusturya'dan isviçre'ye kaçmış bir vatandaşın, devlet ve otorite karşısındaki korkuyla karışık çaresizliğini ele alıyor, askerlik için ülkesine çağrılıyor çünkü. İsviçrede özgür ama kendini özgür hissetmiyor, mecburiyet bunun adı. Bir yanda eşi kabul etmezken bu mecburiyeti, ressamın duyguları tuvale dokunur gibi kararlı değil. İstemese de Birden konsolosluk da buluyor kendını , sonra trende, sonra evde… Alıyor celbini yanına düşmanlar artık korkmalı ondan. Yazarın mesajı daha bitmemiş mecburiyet karşısında. Trene bu kez yaralı düşman askerleri doluşuyor. Yaralı düşman askeri Ferdinand'a gülümsediğinde ressamın yüreği nasıl çarpmışsa, yazar bunu da bekler sizden. "Ancak şimdi farkına varıyordu yazgısının." Bastırılmış duygular ve mecburiyet olsa da evrakları yırtıp dönerek evine gelmesi, sadece bir ressamın dönüşü değil. Bir umut aşılıyor yazar bize, o sürükleyici anlatımıyla. Özgürlük betimlemeleri farklı ruh halleri, her şey, yazarda alışmış olduğumuz novella tadında… Hayata dönüşte, evrakları yırtarken gözünüzün içine bakar adeta. Yarım kalan bir masal için umudunuz olsun diye... 124 kitap ile 2020 yılını sonlandırıyor hepinize en başta sağlıklı, mutlu huzurlu bol okumalı bır yıl diliyorum...
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162bin okunma
··
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.