Hatta, henüz icat edilmemiş silahlar da insanoğlunun içindeydi. Yani insan bir savaş alanıydı. Ceket, gömlek, pantolon ya da etek giymiş, kravat takmış, tıraş olmuş, kokular sürmüş bir savaş alanı. Gülümseyen bir savaş alanı. Öpen hatta okşayan, konuşan, çiçekler alıp çiçekler veren bir savaş alanı...