Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

109 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Tabucchi'nin bu kitabı yazarın büyük hayranlık ve sevgi duyduğu Pessoa'yla olan düşsel bir buluşmasını anlatıyor. Pessoa'nın İtalya'da bilinmesinde Tabucchi'nin ve eşinin payı büyük, çevirileri yapanlar onlar. Tabucchi'nin bazı eserlerinde mutlaka Pessoa'nın sözü geçiyor. Requiem bir anlamda bir vedalaşma kitabı. Belki huzursuzluğu dindirme kitabıdır. Yazarın şu ana dek okuduğum kitaplarını düşündüğümde bu kitapta da temelde aynı izleğin sürdürüldüğünü söyleyebilirim: Tabucchi genel anlamda- okuduğum kitaplarda- kayıp ya da ölmüş, öldürülmüş bir kişinin kimliği peşine düşen karakterleri anlatıyor. Bu kişiler bu arayışları sırasında ne olduğunu yazarın açık seçik anlatmadığı, belki ima ettiği ve gözden kaçabilecek veya kasıtlı olarak muğlak ve açık uçlu bırakılmış sonlara ulaşıyorlar. Belki Tabucchi bu ölülerin ya da kayıpların bir vesile olduğu arayışın sonuca ulaşmasını değil de arayışın kendisinin güzelliği, veya gerçekliğini veya esas meselenin bu arayışın kendisi olduğunu söylemek istiyor: bir ölünün kim olduğunu anlamak isterken kendisinin kim olduğu konusunda sorular soran, veya yola çıkan veya basit bir kimlik arayışı gibi görünen bu yolun kişinin kendisine yönelik bir yola dönüşmesi gibi. Ancak bu söylediklerim bence ima ediliyor. Örneğin Ufuk Çizgisi adlı güzel yapıtında Spino'nun arayışının kendisine yöneldiğini sezebiliyoruz sadece. Requiem'de de bir ölü ve bir kayıp söz konusu. Bu kişi, Tabucchi'nin hayatındaki en önemli insanlardan birisi olan Pessoa'nın ruhu, hayali ya da düşüdür. Kitabın tamamı Tabucchi'nin Pessoa ile yapacağı görüşmeye dek olan süreci işler: Tabucchi ölü ya da diri ya da düş kişilerle karşılaşır, sohbet eder, zaman geçirir ve sürekli Pessoa ile yapacağı görüşmeye ve mekâna doğru yol alır. Kitapta, Tabucchi'nin diğer bazı kitaplarında da karşımıza çıkan karakterler görüyoruz: Tadeus Waclaw örneğin. Tadeus'u henüz okumasam da ilk öyküsüne baktığım için bildiğim Kara Melek kitabında ya da İsabel İçin Bir Mandala kitabında veya Hint Gecesi Müziği kitabında görüyoruz. Bu kitapta da var Tadeus, bir ölü olarak. Aynı şekilde İsabel de bu üç kitapta da sözü edilen bir karakter, İsabel İçin Bir Mandala adlı kitapta ise Tadeus'un aradığı kişinin ta kendisiydi. Requiem, anlatım tarzı olarak da Düşler Düşü kitab hariç diğer Tabucchi kitaplarındaki üslûbu andırıyor: karmaşık olmayan, ama hemen bitmeyen, virgüllerle uzatılmış bir cümleler silsilesi; diyalogların bir iç konuşma gibi art arda paragraflarda verilmesi ile çok kısa olmayan aralıklarla elde ettiğimiz nefes alma fırsatları. Tabucchi kitaplarında gerçek ya da düş ya da ölü karakterler konuşmayı seviyorlar. Yazarın bu akışkan üslûbu okuma keyfini artırıyor. Başkalarını ararken bir şey bulamayan, ya da bulsa da bulduğu şey aradığı şeyin ima ettiği şeyden başka olan, ya da aramanın kendisinin bir var olma biçimi olabildiği Tabucchi kitapları bu arayışların mekânı olarak edebiyatı seçiyor. Edebiyat da bir arayış bahanesi, vesilesi. Aramak ama bulamadan aramak, ya da aramaya devam etmek, ve aramanın kendisinin bir yaşama, anlama gayreti olması ve bütün bunlardan alınan keyif, ve bilgi duygusu... Bu anlamda ölülerin ya da kayıpların (o harika Hint Gecesi Müziği kitabındaki gibi) kimliklerini ve nerede yaşadıklarını, başlarına ne gelmiş olabileceğini öğrenmeye çalışan Tabucchi karakterleri bize de aynı şeyi yapmaya ya da bunu yapmakta olduğumuzun farkına varmaya çağırıyor diyebiliriz. O halde; edebiyat, aramaktır diyebiliriz belki de... İyi okumalar.
Requiem
RequiemAntonio Tabucchi · Afa Yayınları · 199326 okunma
·
172 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.