Gönderi
Hikayelerin hepsi farklı ülkelerde farklı coğrafyalarda geçiyor, farklı yüzler çok farklı karakterlerle olay örgüleri esrarengiz bir havada sunuluyor okura. Yazar biraz geldiği yerlerden biraz yaşadığı yerlerden biraz oradan biraz da buradan pek çok kültürü harmanlıyor kitapta. Evrensel hikayeler ortaya çıkarıyor. Üstelik bin bir gece masalları tadında ama daha modern. Umut dolu öykülerle birlikte çok karamsar öyküler de var. Hatta bazıları korku ütopyası sınıfına bile girebilir. Bir yandan da hayat da bazen böyledir, diye düşünebilirsiniz. Her zaman istediklerimiz olmaz. Her zaman istediklerimiz istediğimiz gibi olmaz. Hayallerimiz bazen onu beklemekten yorulduğumuzda karşımıza çıkar ya da bazen gerçeğe dönüşen hayalin bir bedeli olur. Bu yüzden hayat karmaşıktır. Masallardaki gibi herkes mutlu olamaz. Ve üç elma düşerse gökten bir gün; birilerinin kafasını mutlaka yaracaktır.
En sevdiğim öyküler; diğer hikayelerden fazlaca tuhaf ve masalsı bir anlatımla sunulan "Milyonerin Uykusu", kayın babası tarafından baskı altında bulunan bir Japon'un kendi yarattığı yapma bebeğe olan saplantısının anlatıldığı "Oyuncak Bebek" ve başka ülkelerden gelip İstanbul'da birbirlerine vurulan iki aşığı anlatan bir kavuşma öyküsü: "İstanbul'da Randevu". Ha oreo bisküvileriyle ilgili olan hikayeyi de çok ilginçli buldum.
·
134 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.