Üstad kitabının ilk bölümünde fikir ve hareketi birleştirirken, özlediği nesilde madde ve ruhu birleştiriyor. Kurşundan bir yük yükleyip özlediği neslin sırtına, sağlı sollu çift kanatla sürüyor tezatların arasındaki inceden bir yokuşa...Hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal...Kurşundan bir yükün altında çatlıyor, yırtınıyor yokuşa sürülenler...Üstad o çırpınışa ruh üflüyor, aşk katıyor adına dava diyor, aksiyon diyor. Alın yazısı yokuşlarda susamak olanlara yalnız acı bir lokma sunuyor zehirle pişmiş aştan... Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri anıyor, şarktan ve garptan misallerle perçinliyor anlattıklarını. Yokuş misali önümüze serilen zamanı aşmanın, Allah'la kul arasındaki tahta perdeyi yıkmanın yollarını gösteriyor. Bir şahsiyet çıkartıyor ortaya; inançlı, adil, azimli, bilinçli, ahlaklı... Ruhunu kaybeden her şeyin nasıl pörsüdüğünü, yozlaştığını gözler önüne seriyor. Ne ferde cemiyetin hakkını yediriyor, ne de cemiyete ferdi boğdurtuyor.
Okunması gereken bir kitap,tavsiye ediyorum.