Gönderi

Muasırlaşma derecesi — En büyük hatamız, İslâm'ın terakkiye mâni olduğunu sanarak garba dönmek olmuştur. “Biz Avrupa’nın yalnız ulûm ve sanayiini kabule mecburuz. Zira hikmet bizim kaybettiğimiz malımız olmakla anı bulduğumuz yerde elbette alırız. Fakat Avrupalıların bütün âdat ve ahlakını, usulü maişet ve tarzı hayatını kabul edemeyiz. Zira sonra mutazarrır oluruz. Bir kavmin ulûm ve sanayiini kabul etmek o kavmin bütün âdat ve ahlakını kabule tevakkuf etmez. Nitekim bizim gibi Japonlar dahi bundan otuz sene evvel fünun ve sanayii hazıradan bihaberdiler. Çünkü gaflette idiler. Birdenbire gözlerini açtılar. Az zamanda Avrupalılara müsavi oldular ve hattâ birçok hususatta onları geçerek bütün âlemi medeniyeti kendilerine karşı hayrette bıraktılar. Halbuki âdat ve ahlakından hiçbir şey kabul etmediler. Hatta tarzı telebbüslerini bile asla değiştirmediler.” (Şeyhülislâm Musa Kâzım’ın dinî, içtimaî makaleleri. Sahife 272).
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.