Postmodern teknikle dayalı döşeli öykülerden 3 tane bulunuyor kitapta. Zaten 3 öykü var. Şimdiden diyeyim post kafayı yaşamıyorsanız öyküler size hitap etmeyebilir. 3 Kadın kahramanımız şimdi, gelecek, geçmiş arasında gidip geliyorlar. Sedat Demir genel kültürünü ( Sinema, Müzik) öykülerinde konuşturuyor. Bahsettiği filmlere, müziklere tutununca daha tatlı oluyor. Anlatıcının anlatıcı olarak kıvraklığı hoşuma gitti. Öyküde bazen bir karakter gibi bazen 3. bir anlatıcı gibi durması hoşuma gitti. Samatya'yı bilmiyorum ama orada yaşayanlara ve bilenlere tanıdık mekanlar gelecektir. 2 öyküde bolca sokaklardan ve mekanlardan bahsediliyor. 3. öykü ( Suzan Dilber)haricinde diğer öyküler güzeldi. Öykü severlere tavsiye ederim.