Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Merkantilizme göre bir milletin refahı, ana paranın miktarına bağlıdır ve küresel ticaret hacmi değişmez. Ekonomik servet veya anapara devletin elinde tuttuğu altın, gümüş miktarı veya ticari değer ile temsil edilir. Bu da diğer devletlerle olan ticari dengenin olumlu yönde olması ile gerçekleşir. Merkantilizme göre, yönetim ekonomide korumacı bir rol oynamalı, dış satımı desteklemeli ve dış alımı sınırlandırmalıdır. Bu fikirler üzerinde duran ekonomik sisteme merkantilist sistem denir. Merkantilist sistem, feodalizmin külleri üzerine doğmuştur denilebilir. Feodalizmin kıta Avrupası genelinde ortadan kalkışının farklı farklı tarihlerde gerçekleşmesi, merkantilist düşüncenin ortaya çıkışı ve gelişmesinde de benzer farklılıkları beraberinde getirmiştir. 16. yüzyıl, iktisat biliminin doğduğu dönem olarak kabul edilebilir. Amerika kıtasının altın ve gümüş stoklarının Avrupa’ya; öncelikle de İspanya’ya akmasıyla 1550’li yıllarda Avrupa’da fiyat devrimi olarak adlandırılan ani fiyat artışları kaydedilmiştir. 17. yüzyıla gelindiğinde, merkantilizm ile ilgili olarak karşımıza çıkan ilk önemli kişilk, Gerard de Malynes’dir. Yüzyılın ortalarından itibaren, iş adamları ve tüccarların yanı sıra bazı düşünürler de iktisadi konularla ilgilenmeye başlamışlardır. 18.yy da bunun sonucunda, kişi hürriyetine daha fazla önem veren ve devletin müdahaleci sistemine karşı çıkan; dolayısıyla merkantilizme karşı gelen bir zümre ortaya çıkmıştır. Bunlara göre, ekonomi kendi kendine şekil verebilen, dışarıdan herhangi bir müdahaleye ihtiyaç hissetmeyen bir sistemdir. Merkantilist düşünce sisteminin sağlam temeller üzerine oturmasında en önemli katkıyı sağlayanlardan birisi de Thomas Mun olmuştur. Merkantilistler dış ticaret politikasının amacının, hazinenin altın ve gümüş varlıklarını arttırması olduğu görüşünden hareketle, ihracatın özendirilmesi, sanayide yerli hammadde kullanımının sağlanması için, hammadde ihracatının yasaklanması, ithalatın yüksek gümrük vergileri ve yasalarla kısıtlanması gibi önlemlerin savunucusu olmuşlardır. Merkantilistler ayrıca güçlü ulusal deniz ticaret filolarının kurulmasına da büyük önem vermişlerdir. Müdahaleci ve korumacı bir ekonomik politikanın savunucusu olan merkantilist uygulama ve teorideki etkinliği, sanayi devriminin gerçekleştiği 18. yy. sonlarına kadar azalarak sürmüştür. İktisadın, bir bilim dalı olma yolunda önemli adımlar atılmasını sağlayan merkantilizm, liberal düşünce sisteminin de kapılarını aralamıştır. Genel olarak merkantilizmden liberalizme geçiş dönemini şekillendiren, yeni ve farklı fikirler üreterek liberal düşüncenin temellerini atan bilim adamlarından Dudly North, merkantilizmi tümden reddederek liberalizme geçişi savunmuştur. David Hume ise, iktisadın bağımsız bir sosyal bilim olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Otomatik denge mekanizması, tam serbest ticaret, liberal dış ticaret dengesi, külçecilikten uzaklaşma, kâğıt paranın tavsiye edilir olması, para, faiz, emek vb kavramlar üzerine derinlemesine analizler yapılmaya bu dönemde başlanmıştır. James Steuart, devlet müdahalesini savunan “son merkantilist” olarak tarihteki yerini almıştır. Fransa’da uygulanan ve Colbertizm adı verilen merkantilist sistem, ağırlıklı olarak sanayi üretimine önem verdiğinden, tarımla uğraşan kesimin yoğun tepkisine sebep olmuştur. Uzun yılların getirdiği birikimin sonucu olarak, halk kurulu düzeni ortadan kaldırmak istemiştir. Bunun sonucunda, liberalizme giden yoldaki en önemli adım atılmış ve “fizyokrasi” olarak adlandırılan iktisadi düşünce akımı ortaya çıkmıştır. Fizyokratlar; bir lidere sahip ve yazar kadrosu ile bir dergi etrafından bütünleşmiş olan ilk modern iktisadi düşünce okulu olarak kabul edilmektedirler. Kurucusu François Quesnay’dır. Doğal düzeni ve doğa kanunlarını ön plana almışlar; olayların gidişatına bırakıldığında bir şekilde kendi dengesini bulacağını iddia etmişlerdir. Bu düşünce akımının babası olarak John Locke gösterilmektedir. Dünyaca ünlü “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” (Laissez faire, laissez passe) söyleminin sahibi yine fizyokratlardır. Böylece liberal düşünceye doğru olan eğilim gittikçe artmış ve Adam Smith’in 1776 yılında yayınlanan “Ulusların Zenginliği” adlı eseriyle, klasik iktisat düşüncesi ve liberalizm tam anlamıyla başlamıştır. Kübra Sezgin TUİÇ Stajyeri Kaynakça 1) ekodialog.com/Konular/merkant... (e.t. 09.02.2014) 2) tarih.sitesi.web.tr/merkantilizm.html (e.t. 09.02.2014) 3)bilgibirikimi.net/2012/11/22/merk... 4)Ülgen,Günden,‘’Merkantilizmden Liberalizme Geçiş ve Piyasa Ekonomisi’’, obs.balikesir.edu.tr/dosyalar/DersMa... , (e.t. 09.02.2014)
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.