İslamda Evlilik Öncesi Kadın Erkek İlişkileri
İslam'da evlilik öncesi kadın erkek ilişkileri Sakarya Alifuatpaşa İlhan Tan Tesisleri Camii İmam-Hatibi Hüseyin Çelik Hoca tarafından hazırlanan “İslam'da Evlilik Öncesi İlişkiler ve İyi Bir Aile Olmak” konulu vaaz . İslam'da evlilik öncesi kadın erkek ilişkileri Nikahın Tanımı. Nikah sözlükte iç içe girmek bir araya gelmek evlenmek cinsi
Ev kadınlarının emeğini herkes küçümser Ve yararlı hiçbir şey öğrenmezdi zenginler. Ben yapıştıran, göz süzenler birer azize olurdu. Ve boyalar sürünmek çok sevap sayılırdı. Ama madem, doyulmaz güzellik çürüyecek. Kıvırcık saçı, düz saçı karlar bürüyecek. Boyalısı, boyasızı, madem solacak Ve erkek beğenmeyenler kız olarak ölecek. Gücümüzü iyi kullanmak kalıyor bize Ve uysal olmak, aldırmadan kaybettiğimize, İnan bana güzelim uysallık işe yarar, Boş çıkınca kibir, naz, çığlık ya da azar. Güzeller gözlerini yuvarlaya dursun, elbet Görünüş gözü alır, gönlü alan fazilet.
Reklam
Fakiri görünce gönlü daralan müminin imanı zayıf, kalbi dar, aklı kıttır. Fakirler zenginler için en büyük nimettir. Fakir ve yetimler kendilerini hoş tutan kişiler için ilâhî rahmeti çeken bir sebep ve rabbânî azabı engelleyen birer kalkan durumundadırlar. Fakirler cemiyet için bir yük değil, süstür. Onların yeri meclislerin gerisi değil başköşesidir. Onlar kendilerine hizmet edilecek birinci sınıf insanlardır. ~√~
'Gönlü zengin' tabirinin asıl temsilcileri zehirli çarklar arasında öğütülen bu yoksul insanlar ve yatağa asıl aç girenler doymak bilmeyen zenginler!
Sayfa 134Kitabı okudu
O, dünyanın en pis kokan yerinde kokusuz olarak doğmuş olan, çöpün, çamurun, kokuşmanın içinden gelen, sevgisiz büyümüş, sıcak bir insan ruhu olmadan sırf inatçılığından ve iğrentisinin verdiği güçle yaşayan, ufak, kamburu çıkmış, topallayan, çirkin, herkesin sırt çevirdiği, içi ve dışı da mendebur Jean-Baptiste Grenouille kendini dünyaya sevdirmeyi başarmıştı. Sevdirmek de ne demek! Âşık olmuşlardı ona! Hayrandılar! Tapıyorlardı! Prometheus’a özgü bir işi başarmıştı. Öbür insanların isteyip istemedikleri bile sorulmadan beşiklerine konduğu halde bir tek kendisinden esirgenmiş tanrısal kıvılcımı, inadı ve eşsiz yeteneğiyle ele geçirmişti. Bununla da kalmıyordu. O kıvılcımı aslında kendisi, kendi içinde çaktırmıştı. Prometheus’tan da büyüktü. Kendisine öyle bir hale yaratmıştı ki, şimdiye kadar hiç kimsede olmadığı kadar parlak ve etkileyiciydi. Bunu da hiç kimseye borçlu değildi -ne bir babaya, ne bir anaya, hele gönlü yüce bir Tanrı’ya hiç mi hiç— yalnız kendisine borçluydu. O gerçekten kendi tanrıydı, hem de kiliselerde barınıp pis pis günnük kokan o Tanrı’dan çok daha görkemli. Önünde koca bir piskopos dize gelmiş, keyfinden kuyruk sallıyordu. Zenginler, güçlüler, mağrur baylar, bayanlar hayranlıklarından ölüyor, bu arada dört bir yanda halk, içlerinde kurbanlarının babaları, anneleri, kız, erkek kardeşleri onun adına âlemler yapıyordu. Ondan bir işaret gelse, hepsi Tanrılarından yüz çevirip ona, Büyük Grenouille’e tapınırdı.
C. Câmî'nin iki şiiri yayımlanır. Devrimize başlıklı şiir 1952'de yayımlanmış olmakla birlikte, 1949'da Göztepe'de yazıldığı belirtilmiştir. Takma ad olduğunu sandığımız C. Câmî hakkında bilgimiz yoktur. Devrimize şiiri murabba şeklinde yazılmıştır. “Elden gider” redifini kullanarak, Osmanlı döneminde aynı redifle yazılmış
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.