Modern kapitalizm tarihi, sonradan görmelerin görgüsüzlük tarihidir. Keşifler çağı sonrası ortaya çıkan bu modern kapitalizm anlayışı aristokratları dahi görgüsüz birer yaratığa çevirmiştir. Marquis de Sade kendi çağında yaşananları kaleme aldığı kitaplarında aristokrasinin ve burjuvazinin düştüğü bu derekelerden biraz olsun dürüstçe bahsetmişti. O sebeple sonradan görmelere şaşırmıyorum. Sadece görgüsüzlükleri sebebiyle aristokratlar sadece para kaybederken, burjuvalar hem paralarını hem de konumlarını kaybediyorlar.
"Aksaraydan Bir Perihan" ve aklıma çakılmış ayrıntılar: ...
"Kapalıçarşı işi formika mobilyaların, aile yadigarı ceviz mobilyalara galebe çaldığı bir görgüsüzlük çağı"...
Ortak Gayretsizlik
Doyuramadığımız bir canavar büyüttük içimizde!
Şimdi kendimizi onun pençelerinden kurtaramıyoruz diye dövünüyoruz.
Varlık içinde yokluğa özeniyoruz.
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
🏷️ Ortak Gayretsizlik
Doyuramadığımız bir canavar büyüttük içimizde!
Şimdi kendimizi onun pençelerinden kurtaramıyoruz diye dövünüyoruz.
Varlık içinde yokluğa özeniyoruz. Yokken başkalarının olanakları ile kendimizi varlık içinde sanıyoruz!
Diğer taraftan varlığımızı daha da artırmak için canavarı beslemeye devam ediyoruz.
Doğa orada ekip
Namus, ete kemiğe, bedene indirgenemeyecek kadar duyarlı toplumsal bir kavramdır.
Sayfa 127 - odtüKitabı okudu
Görgü, insanlar arasında ilişkilerimizde olması gereken esas ve yöntemler bütünüdür. Zira terbiyeli insan, doğru davranan görgülü insanlardır.
fransızcada protocole yani protokol
Protokol görgüden daha geniş ve daha kapsamlı bir kavramdır.
Genel bir tanımını Toplumsal terbiye ve nezakat kurallarının tümüdür.(12-17 sf)
Sayfa 12Kitabı okudu
Davranış bilincinde bir kişi iseniz, asla “bana ne“ diyemezsiniz.
Kabalık etmek kolay. İş, incelikli davranabilmekte; her şey bir yana salt insan olarak, kendimiz için hak ettiğimiz özeni diğer insanlara da gösterebilmekte.
Belki farkında değilsiniz ama protokol, doğumdan ölüme, düğünü derneğiyle insan yaşamının her dönemi, her günü ve her anına egemen.
Amerikalıların kültür değerleri: “özgürlük, bağımsızlık, kendine güven, eşitlik, rekabet, etkinlik, zamana saygı, doğruculuk ve şeffaflık.” olarak sıralanıyordu.
Japonların kültür değerleri: gruba aidiyet, kolektif yaşam, yaş ve kıdeme saygı, grup içinde uyum, iş birliği, dolaylı yaklaşım, aracılık iken Arapların kültürel değerleri: “ailenin güvenliği, aile arasında ahenk, ebeveyn rehberliği, yaşa saygı, otoriteye saygı, uzlaşı, sevgi, sabır, dolaylı yaklaşım, konukseverlik” olarak gözlemlenmiş.
Bir ülkenin uygarlık düzeyini mi bilmek istiyorsunuz? İşte size ölçüt: Kadınlarına bakışı, verdiği değer ve tanıdığı haklar...
Eski Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil de anılarında, İsmet İnönü’nün kendisine protokolü şöyle tanımladığını anlatır:
“KENDİNDEN BÜYÜĞÜNÜN ÖNÜNE GEÇME. AYARINLA YAN YANA YÜRÜ.
KÜÇÜĞÜN ARDINA DÜŞME!"