Cemil Meriç in en değerli eseridir Bu ülke. Belki de en çok bizi anlattığı için seviyoruz dur. İçinde altı çizilecek yüzlerce yer var. Yazarın gözleri görmeden bu eseri yazması da takdire şayan. Ama harf inkılabı konusunda yazara katılmıyorum. 600 yüzyıllık emeklerin boşa gitmesi vs. O dönemde iyi anlatilmadi hala anlatılıyor Atatürk o inkılabı dış Türklerle irtibat kurmak için yaptı hatta Azerbaycan bizden önce geçmiştir. Neyse bu kısımların muhasebesinin okuyunca yaparsınız. Sizden ricam bu kitabı iki kez okuyun daha verimli olacaktır.
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821.1k okunma
İnce Memed eserinde çok anlamlı bir cümle geçer: "Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım." Anca toprak olmak lazım dayanmak için.
Her şey ne güzel başlamıştı oysa...
Pırıl pırıl hayaller
Kitap bir geminin limandan hareket etmesiyle başlar. Ünlü dünya şampiyonu Mirko Czentovic gemiye binmiştir.Öykünün kahramanı, arkadaşının uyarmasıyla şampiyonu farkeder ve O’nunla tanışmak belki de bir maç yapmak için çeşitli denemelere girişir. Bu denemelerin ortasında iş rayından çıkar. Olayların akışı ana karakter tarafından kontrol edilemez bir biçimde gelişmeye başlar. İki ana karakter etrafında yer alır kurgu: Czentovic ve Dr. B. İyi ile kötünün, siyah ile beyazın karşılaşması. Dünya satranç şampiyonu olan Czentovic, yetim kaldığı için bir papaz tarafından büyütülen, zar zor okumayı öğrenebilen, zekası yetersiz, dünyaya ilgisiz, duygusal açıdan da oldukça sığ biridir. Başka tüm alanlara kapalı olan aklının satrançta inanılmaz derecede başarılı olduğu tesadüfen ortaya çıkar. Ancak kabalığı ve kültürsüzlüğü ile sadece paraya önem verir. Dr. B. ise Avusturya’lı bir avukattır. Nazi yönetimi tarafından, saray ve kiliseden olan müvekkilleri hakkında bilgi edinmek amacıyla tutuklanır. Toplama kamplarına gönderilmez ama başka bir psikolojik işkence yöntemi uygulanır: Hiçlik duygusu ile benliğini yok etmek. Tek başına, yanına kalem bile verilmeden, insan yüzü görmeden bir otel odasında yaşamak zorunda bırakılır. Bir gün sorgulama için beklerken bir kitap çalar. Bu kitap, bir satranç albümü, yüz elli ustanın oyunundan oluşan bir toplamadır. Dünyaya tutunacak başka bir dalı olmayan Dr. B., bu kitaptaki her oyunu kafasında defalarca oynamaya başlar. Dünyası siyah-beyaz taşlar üzerine kuruludur artık. Ancak, aklını yitirmemek için sarıldığı bu oyun onu deliliğin sınırına getirir.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237.6k okunma
Keşke şu anki hislerimi anlatabilecek nitelikte cümlelere sahip olabilseydim. Hissettiğim gibi aktarabilmeyi çok isterdim. Bende içimden aktığı gibi ‘Çağlayan gibi’ yazmaya karar verdim. Yazıma keşke ile başladım, tüm incelemem boyunca 'keşke' yi kullanabileceğim tek cümlem budur. Bundan sonrası hep İYİ Kİ…
Öncelikle şunu belirteyim, adına ister
ÖYKÜLENDİMDE GELDİM!
Şimdi ne anlatsam ki?
Ne yazsam ki?
Nasılda işlemiyor parmaklarım senin adına bir şeyler yazmaya…
**Zaten işkence nedir?
İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar.
Sonra, tabiat ne emrederse, o olur.
Ama ruhumuzu
Zihnindeki labirentte çıkışı bulamayanlardandı.
Var olmanın ağırlığı içerisinde,
Varoluş nedenini sorguladı.
Hayattan soyutlanması ardına,
hayattan bahsetti, ölüye örnek olsun diye.
Ve tek umudu, mutlak yok oluş öncesi iz bırakmaktı. -bir kalbe, bir cana...
Ve işte umut, Pandora’nın kutuyu açması ardına her eyleme dahil olmuştu.
Umut bugünün içindeki yarını görebilmekti.
Kış sonu yeniden açan çiçeğe, gecenin sonunundaki aydınlığa görmeden inanmaktı.
𝔈.𝔇.
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin