Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.38
Toystoy yine ustalığını, kalemini ve en zor konuları bile ustalıkla anlatmayı bu kitabında da sürdürmüş. Bir çırpıda okurunan bu kitap aslında kısa olmasına rağmen insana çok şeyler anlatıyor. Dünya malına tamah etmenin anlamsızlığını, insanın mala, gösterişe ve kibire yenildiğini kısa ama etkileyici olarak özetliyor. Bence her insanın hele ki Türk milletinin bazı kesimlerinde görülen gösteriş ve mala düşkünlük seviyesizliklerinin epeyce ayyuka çıktığı bu dönemde okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Kitabın özeti bana göre Yunus Emre’nin en güzel şu dizeleriyle örtüşüyor. “Mal da yalan mülk de yalan, Var gel biraz da sen oyalan.”
48 syf.
7/10 puan verdi
Sahte hayatlarla kendini oyalayan, eğlence ve gösteriş düşkünü bir kadın..
Alışmak zorunda olduğu delirtici bir yalnızlık...
Duygularını zehirleyen özlem...
.
Bana göre bu kitap okuyan kişiye göre anlam kazanır. Ama herkesin kendi hayatının merkezini sorgulayacağından eminim. Zweig kitapları her zaman okunması gerekenler arasındadır. Yine harika bir kadın psikolojisi yansıtılmış.
Düşünerek okumaya yoğunlaşaşırsanız kitap bittiğinde pişman olmayacaksınız
Kitap yorumuna geçmeden önce Palyatif kelimesinin anlamını iletelim: Tıpta hastalığın tedavisinin olmadığı durumlarda hastanın acılarını gidermeye yönelik bir tedaviyi tanımlamak için kullanılır.
Kendimizi daima iyi, mutlu hissetmek zorunda hissettiğimiz şu zamanlarda acıdan aslında mümkün oldukça kaçıyoruz.
Mutluluğa koşup acıyı yadsıyoruz bir bakıma.
Özellikle sosyal medya ile zaman zaman yaşadığımız bir “ördek sendromu” var örneğin.
Halbuki burada gördüklerimizin aksine hiçbir hayat herkesin burada paylaştıkları, bize gösterdikleri gibi gerçek veya toz pembe değil.
Birçoğu gösteriş, abartı ve aslında göstermek ve olmasını istedikleri şeyler.
İşte bunlara şahit olduğumuz -mış gibi hayatlarda kendimize mutlak bir mutluluk hedefi koyuyoruz.
Halbuki burada kitapta bahsedildiği üzere acı olmadan mutluluk da olmuyor.
Acıdan öylesine kaçıyoruz ki her geçen gün kullanımı artan antidepresanlara mahkum oluyoruz.
Her şey zıttıyla güzel de diyebiliriz.
Acı olunca asıl mutluluğun ne olduğunu, önemini kavrayabiliriz.
Yani yazarımızın deyişiyle “acı hayattır.”
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
A complete heiress. About Bihruz Bey's love...but the real thing is not his heart, it is a show-off game that he sees with his eyes and believes in unconsciously. So, we can say that Bihruz Bey is an underdeveloped character. Because it always continues at the same level. He never improves himself. As a result, Mr. Bihruz is a type of person who misinterprets westernization, dislikes Turkish at all, but speaks French half-heartedly... "Image is deceiving." they say; What a true statement..
Ah siyah inci
Okurken beni öyle çok üzdün ve hüzünlendirdin ki.
İnsanlar ve gösteriş delisi olmalarının hayvanlara verdiği zararlar, bir zamanlar atlar için moda olan kayışların aslında onların ne denli canını yaktığı gerçeği.
Hayvanların kaldıramayacağından ağır yükleri zorla taşımaya mecbur edildikleri, eziyet edilmesi.
Oysa hayvanlara da ne verirseniz onu alıyorsunuz, sevgi verirseniz sevgi, öfke kötü muamele verirseniz onlarda size o şekilde muamele ediyor.. Konuşmayı bilmeyen, çektikleri acıları dillendiremeyen canlılar, en çok da buna üzülüyorum. Doğaya ve insanlara o kadar yardımcı olabiliyorlarken hala günümüzde bile sırf gösteriş için hayvanlara eziyet eden insanlar var maalesef. Oysaki doğa onlara da bizlere de yeterdi..
Velhasıl kelam Siyah İnci, bir atın otobiyografisi, kendinin ve yanında beraber yaşadığı atların hayatını, çektiği çileleri, onlara nasıl yaklaşılırsa ne tepkiler verdiklerini, ilk sahibinden, son sahibine kadar anlatıyor.
Okuyun, okutun öykü tadında sizi sıkmadan bilakis içine çekerek ilerliyor.. Keyifli okunmalar.
MARTİN EDEN ___ JACK LONDON
Dünyaca ünlü amerikalı harika yazar Jack London'nun başyapıtı en ünlü kitabı olarak bilinen Martin eden çok değerli bir kitap .Kitabın başkarakteri Martin; önceleri işçi sınıfına mensup, Ruth Morse'a aşık olduktan sonra ise hayatı değişen ve ona layık olmak için kendini geliştirip yazar olan bir denizcidir.Aşık olduğu çok güzel ve çekici kadın ruh'tun ilk başta rurhunda ailesinde seçkin kültürlü değer yargıları yüksek bir ailesi olduğunu sanır .Ama zaman ilerledikçe ruthun ve ailesinin ne kadar boş gösteriş budalası olduğunu anlar ve büyük bir çöküntü ve bunalıma girer ve hikaye böyle devam eder. Gayet gerçekçi ve güçlü çok güzel bir kitap.Filmide seyretmiştin oda gayet hoştu.
Will Storr tarafından yazılan Selfie Tutkusu: Kendimizle Neden Bu Kadar İlgiliyiz?, Batı medeniyetinde benlik algısının değişimini selfie tutkusuyla olan ilişkisini inceleyen ilgi çekici bir kitap. Storr, okurları antik Yunan'dan günümüze uzanan bir yolculuğa çıkararak, benlik algısının nasıl şekillendiğini ve bu algının selfie kültürüyle nasıl bağlantılı olduğunu sorgular.
Storr, kitabında selfie tutkusuna dair eleştirel bir bakış açısı sunarken, bu tutkunun arkasındaki motivasyonları da anlamaya çalışır. Selfie'lerin sadece bencil birer gösteriş aracı olmadığını, aynı zamanda insanların kendilerini ifade etme ve başkalarıyla bağlantı kurma biçimleri olduğunu da savunur.
Selfie Tutkusu, benlik algısı, narsist kültür ve sosyal medya gibi günümüzün en önemli konularından bazılarını inceleyen kapsamlı ve bilgilendirici bir kitaptır. Kitap, okurları selfie tutkusunun arkasındaki psikolojik ve sosyolojik nedenler hakkında düşünmeye teşvik ediyor ve benlik algımızı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Kitaplı günler sevgili arkadaşlar..
Her şeyin fazlası zehirdir. Sevginin de...
Bir baba... Kızlarına aşırı düşkün, onları çok seven ve onlar için her türlü fedakârlığı yapan. Paranın insanlık durumu üzerindeki nüfuzu bu babanın trajik öyküsü ile gözler önüne seriliyor. Sevgi ve nankörlük, yanlış evlilikler, yozlaşmış burjuva hayatı, gösteriş budalalığı bir trajedi ile anlatılıyor. Okuyacak olanlara keyifli okumalar... Kitapla kalın.
223 syf.
8/10 puan verdi
Mar'rifet iltifâta tâbîdir
Müşterisiz metâ zâyîdir.
Açıklama:Faydalı bir iş gördüğümüz zaman onu bir şekilde taltif edin. Bunu ya bir söz ya bir hediye ile yapın. Güzel bir iş ortaya çıkarmak istiyorsak çeşitli yollar ile iltifat etmemiz gerekir. İltifat ise ilgi demektir. İlgi gösterdiğimiz şey çoğalır. Onu gösteriş şeklimiz bazen ters tepebilir. İlgi iltifattır bir şeyin artmasını istiyorsak ilgi gösterir azalmasını istiyorsak ilgi göstermeyiz. Sonuç olarak eğer insanlar yeteri kadar tevekkül edebilseydi nimetler insanların ayağına gelirdi.
Yazarın okuduğum onca kitabının arasında sevmediğim, okurken sıkıldığım bir kitabı tabii ki olacaktı. O da şimdi denk geldi bana.
Işığın İki Yüzü'nü okurken asla keyif almadım. Yarım da bırakamadım çünkü kendimi işkence yapmayı seviyorum
Bir babanın kızının kararına ve sisteme olan isyanını gösteriş şekli.
Baba, bu durumu bir kaç kişiyi rehin alarak gösteriyor. Ara bulucu Hugh, baba ile pazarlık yaparken hayatının şokunu kızına gelen telefonla yaşar. Rehinelerin içinde kendi kızı ve kız kardeşi de vardır. Mesleği şuana kadar hiç bu kadar önemli olmamıştı...
.
Kurgu geçmişten günümüze doğru geliyor. Olayların varış noktasına geldiğinde de bitiyor.
.
Kurgusu sıktı beni, her zaman okuduğum duyguyu asla vermedi.
.
Yazar da tercihleriniz diğer kitaplarından olsun derim ben
.
Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
