Köprüden Önce On Çıkış!
Üç şey sahtedir: Kendini belli eden sanat, Gösterişçi ahlak, Kendine güvenen dindarlık. (Nurettin Topçu)
327 syf.
·
Not rated
·
Read in 21 days
Günümüze ait aynalar…
Kitap, adı üzerinde dindarlığın gösterişçi olanını geniş çapta tahlil eden bir çalışma olmuş. İlahiyat Fakültesinde akademisyen olan
Ejder Okumuş
Ejder Okumuş
'un okuduğum ilk kitabı oldu. Akademik bir çalışma olsa da dili ağır değildi. Gösteri çağında yaşıyoruz. Görsellik ve gösterişçilik, çıkarları desteklediği için öz değerlerin yerine geçmiş durumda
Gösterişçi Dindarlık
Gösterişçi DindarlıkEjder Okumuş · Ark Kitapları · 201724 okunma
Reklam
Gösterişçi, gururlanmak için, amel ve ilminden toplumun haberdar olmasını ister.
Sayfa 295 - Ark KitapKitabı okudu
"Ey iman edenler, niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında gazap (ve nefret) bakımından çok büyüktür." (61/Saff, 2-3)
Sayfa 278 - Ark KitapKitabı okudu
Yalan, modern gösteri toplumu ve gösteriş topluluklarının önemli bir özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. "Yalana artık tepki gösterilmemesi ona tümüyle yeni bir nitelik katmıştır. Bir- denbire, hemen hemen her yerde varlığı sona eren ya da en iyi ihtimalle asla kanıtlanamayacak bir varsayım haline indirgenen şey, doğru olmuştur. Tepki görmeyen yalan, ilk olarak, sesini duyurma yeteneğini kaybeden ve hemen ardından da tamamen ortadan kalkan kamuoyunu yok etmeyi başardı. Bunun, politi- kada, uygulamalı bilimlerde, adalet sisteminde ve sanatta açıkça önemli sonuçları olmuştur.
Sayfa 276 - Ark KitapKitabı okudu
Gösterişçi dindarlar, yalancılıklarına paralel olarak yalan haber yayarlar (ircaf): "Münafıklar, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haber yayanlar...." (33/Ahzab, 60) Riyākarlar, yalanı yayarak ve kötü propaganda yaparak insanları fitneye düşürmek, kafalarını karıştırmak, moralmen olumsuz yönde etkilemek gibi amaçlarını gerçekleştirmek isterler."
Sayfa 276 - Ark KitapKitabı okudu
Reklam
...denilebilir ki din ve iman ile suç arasındaki ilişkilere dair çeşitli görüşler olmakla birlikte samimi inancın, ihlasla yaşanan dinin, insanı topluma karşı suç işlemekten alıkoyduğu ileri sürülmekte, gözlenmekte ve ortaya konmaktadır. Insan fiillerini düzenleyen ahenkli bir sistem olarak düşünüldüğünde dinin, insanın suça gitmesini önleme ka- pasitesine sahip olduğu anlaşılabilir. Etkin bir sosyal kontrol aracı olarak din, insan davranışları üzerinde etkili olmakta, insanı iyi davranışa yöneltmekte, suça yönelten unsurlara karşı direnç kazandırmaktadır. Fakat din ve ibadet, samimiyet yerine riyākarlık temelli olursa, uygun davranışa yönelterek suçu önlemek şöyle dursun, belki de suça teşvik eden, suç için mazeret oluşturan bir araç haline gelerek suçun işlenmesinde esas etken bile olabilir. Özetle din, samimi bir biçimde fiilen yaşanırsa, suçu önleyici bir set teşkil eder, ama gösteriş olsun diye yaşanırsa, o takdirde suça götürmesi, suç aracı olması söz konusu olabilir.
Sayfa 260 - Ark KitapKitabı okudu
Salt devlet ile dinin birbirinden ayrılması ve birbirlerine karşı bağımsızlığını sağlamakla yetinmeyen, aksine bir de buna uy- gun bir toplum yaratma işine de girişen devrimlerin, yine de, en azından iki sebepten dolayı dini tamamen gözardı etmemiş ol- duklarını biliyoruz. Birincisi, dinin toplumsal katmanlardaki mevcudiyetini laik bir toplum kurma adına tamamen gidermenin zorluğu, hatta imkansızlığı... İkincisi, yaratılan ulusun kimlik harcında, dinin başka bir şeyle ikamesi mümkün olmayan kullanılışlı işlevinin keşfi..."
Sayfa 249 - Ark KitapKitabı okudu
Dini meşrûiyetle siyasal geçerlilik elde eden devletler ve siyasi seçkinler, bu meşrûiyeti istismara dönüştürebilmişlerdir. İslăm tarihinde de bunun örneklerini göstermek mümkündür. Sıffin savaşında mızraklara Kur'an mushafının geçirilmesi vb. olaylar bu çerçevede getirilebilecek örneklerdir.
Sayfa 248 - Ark KitapKitabı okudu
Esasen tarih boyunca dinin en çok istismar edildiği alanın siyaset olduğunu söylemek, yanlış olmasa gerektir. Yöneticiler veya siyasiler, dindar bir toplumda dine atıfta bulunarak siyaset yapmanın getirisinin yüksek olacağı düşüncesiyle dini söylem ve pratiklere yaslanabilmişlerdir. Gerek Hıristiyanlık tarihinde gerek Yahudilik tarihinde, gerek diğer dinlerde, gerek putperest toplumlarda ve gerekse İslam tarihinde yönetici elitler, yönetilenlerin din ve inançlarını istismara konu etmişlerdir.
Sayfa 248 - Ark KitapKitabı okudu
107 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.