Azıcık bir sabah kalmıştı, ama dışarıda, göz kamaştırıcı güneşte, sabahın ölümü vardı yalnızca. Sabah bitti artık, benim güzel bebeğim, sabah bitti, umut bitti, öğle saatinin korkunç felaketi bu.
Sanayileşmiş dünya büyük bir ihtiyatsızlıkla kendi bekasını Arap ülkelerinin petrolüne bağlamış bulunuyordu; hem de rezervlerin ebedi olmadığını bildikleri hâlde - hatta bayağı sınırlı olduklarını bildikleri halde. Beri yandan, şu an için teknolojik dünyanın göz bebeği olduklarını pek iyi bilen ilkel ülkeler de, kendi kayalarının ve kumlarının altında yatan hayat suyunun ve onun getirdiği politik gücün sona ermesinden önce, kendilerine daha kalıcı servetler edinmek peşine düşmüşlerdi. Bu yüzden dünyanın her tarafından araziler satın alıyor, şirketleri ele geçiriyor, banka sistemlerine nüfuz ediyor, Batının siyasal temsilcileri üzerinde maddi kontrol sağlamaya çalışıyordu.