Gün bitti. Akşamlar oluyor dışarda Topladı altın saçlarını güneş annemiz Göz pınarlarımızın incelen sularından Bir çocuk başı gibi düşüyor uykulara dünya Memesi alınmış birer bebeğiz şimdi hepimiz İnen karanlığın iğneli beşiğinde Ve yıldızlar öyle uzak, öyle uzak ki… Ağaçlarda ve kirpik uçlarında Bundandır üşümesi içimizin Kapımızı çalan keder, üstümüzdeki suskunluk… Gün ne verdiyse tükettik çoktan Eli para görmüş bir yoksul cömertliğinde Işık, renk, koku, ses.. Değişik resimler çiziyor gölgeler alınlara Düşlerle saldırıp anılarla vurarak Düştü bir bir yaralı askerler gibi eşiklere Kanıyor kendi rengine göre herkes… Şükrü Erbaş
Yağmursuz bir günüm yok
YAĞMUR Vâr eden’ in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebâbil dudağından Rahmet vâdilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kâinat Yıllardır boz bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen
Reklam
Sezai Karakoç – Alınyazısı Saati I. Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri. Bakır yaprakların, çelik gövdelerin, acımasız yüreklerin. Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların. Kurşundan çiçeklerin şehri. Gülle kusuyor ana rahmi Bomba parçalıyor beynini bebeğin. Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var Uçak var gök yok utanç var Ve kime karşı bütün bunlar Masum insanlara karşı Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı Ve kim tarafından bütün bunlar Roma’nın, Babil’in, Asur’un ve Firavunların Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından Zalime olan öcünü mazlûmdan almak Zalim olmak ve en zalim olmak Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var Tersinden okunan Tevrat hükümleri Karaya boyanmış Mezmurlar
Sezen Aksu bir şiir kitabıysa, “Sen Ağlama” o kitabı aldıran şiiridir. Üzerine henüz daha iyisi yazılmadı. Daha iyisi bu topraklarda okunmadı. Muhtemeldir ki asla da okunmayacak. Öyle tartışmasızdır yeri. Hasret oldu, ayrılık oldu Hüzünlere bölündü saatler Gördüm akan iki damla yaş Ayrılık da sevgiyle beraber Bir şarkı bir şiir gibi Yaşadım
Ey gönül, ey gönül, neden bu kadar gamla dolusun. Yıkıksın, kırık döküksün ama tılsımlı bir definesin sen.Meleklerin secde etmeleri emredilen kadri yüceltilmiş bir varlıksın, bildiğin gibi değil, her varlıktan daha olgun daha ilerisin sen. Ruhsun, Cebrail’in üfürmesiyle ikizsin, Tanrı’nın sırrısın, Meryem’in oğlu İsa gibisin sen. Kendine bir hoşça
Sen ağlama dayanamam, ağlama göz bebeğim sana kıyamam...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.