Yönetme erkinin doğası gereği hükümdarlar ve yöneticiler doğru karar almak, sorumlu paylaşmak, kararı daha geniş gruplara benimseterek taraftar sağlamak, uygulanabildiğini kolaylaştırmak ve nihayet onu meşrulaştırmak amacıyla verecekli kararların kolektif aklın süzgecinden geçmesi gereğini hiçbir zaman göz ardı etmemişlerdir. Bu nedenle de meclisler ya da danışma kurulları devlet yönetiminin bir olmazsa olmazı olmuştur.