( Nuh’un büyükbabası Enok )
_Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_
_İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
Birini severiz… O olmadan yaşamımızın kalanı devam ettirmek zor gelir. O hep yanımızda yakınımızda yaşasa, her şeyin daha güzel olacağını sanırız. Gözler buluşur önce… Sonrasında kalpler ve eller… Dünya bir yana âşık olunan diğer yanadır. Dünya yansa sanki dokunmayacakmış gelir insana… Aradan biraz zaman geçer, siz deyin altı ay, ben diyeyim bir yıl… Derken rüya biter! Unutulan ötelenen dünya ve içindekiler geri gelmeye başlar.
keklik serer palazını tenha kayalıklara
uçurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dağ
orda bir tas
bir pınar
dağ ardında
Saçları topuz ya da bağlı değildi. Omuzlarına dökülen koyu şelalelere benziyordu. Uzun kirpikleri ve derinden bakan açık renk gözleri aşk dolu yüzlerce cümle fısıldıyor gibiydi. Ve o an ikisi de uğultuları ya da diğer insanları görmüyor, işitmiyor ve fark etmiyorlardı. Mesafelere rağmen kalpleri birbirine değiyor, elleri birbirleri üzerinde dolaşıyordu. Evelyn, Julian'ın bakışlarıyla karnında bir sıcaklık hissetti. Onun da kendisi gibi muhtaç olduğunu gördü.
Kuşlar da gitti aynı gidenler gibi geri dönmeyenler gibi , bakmasa gözleri tutmasa elleri de özgürlüğe aitti onlar kültü yokuştu gökyüzüydü umutlar… kafese hapsolmuşlar boş kaldı çocukların elleri , yıkıldı umutlar , koparıldı çiçekler, masum heyecanlar kendini hezeyana bıraktı, kül oldu , çürüdü insanlığa dayanak olan, yükselişin , yenilenmenin simgesi ağaçların gövdesi….kararan kalplere ve ketumlaşan vicdana inat yaşamaya çalışıyorum yaşım geçiyor , ayy ben hala rüyadaa