Fakat hakkını teslim edeyim; çok muhterem zatmışsın Muazzez. Hani tabelanı yaptırıp göğsüme assam, desem ki, “Burada bir muhterem zat yatıyor”, seni bekleyen kollarıma çaput bağlarlar, gözyaşlarıma dilek taşları atarlar, yani o derece... Gelene geçene seni anlatıyorum, arkadaşlarımı aşktan soğuttun, dilimin tespihi oldun. Tekke ve zaviyeler kapalı hani oldu; senin ziyaretgâhmı kapatamadık gitti; sabah akşam sendeyim, çok fena çarptın beni be Muazzez.