Çaresizlik çok kötü
Evlatlarım bir yana torunlarım oldu ve siz de şahit oldunuz.. Şu anda hastaneden onu ziyarete geliyorum.. Almanya'da refah ve huzur içindeyiz, ama yine de ufacık bir ağlamasında ufacık bir sızlamasında hemen üzerine düşüyoruz.. Allahu Teala Filistin'deki anne babalara çok çok büyük sabırlar versin, evlatları gözleri önünde ölüyor hiçbir şey yapamıyorlar, çok zor dostlar... Kelimelerin bittiği ve tükendiği yer, aslında ne diyeceğimi de bilemiyorum artık lanetlemek İsrail'e küfür etmek hiçbir çocuğumuzu geri getirmeyecek hiçbir insanımıza kurtarmayacak ve geri getirmeyecek.. Çaresizlik çok kötü!!!
mehmet demir

mehmet demir

@mehmetdemir00
·
7ay
ben filistinli bir çocuğum genelde çoğu çocuk karanlıktan korkar ağlardı ama ben patlama seslerinden kokardım bazı çocuklar annesi gittiği için ağlardı ben ağlamazdım çünkü annemi hiç göremedim ki babam var bir tek ve bir kardeşim diğer yerlerdeki çocukların oyuncakları var benim oyunlarım ise moloz parçaları içinde bulduğum mermi kovanları ya da patlayıcı parçaları en sevdiğin müzik ne diye soruşunuzu duyar gibiyim hemen cevaplayayım silah sesleri hep dinlediğim bir müziktir ve ardından gelen acı feryatlar bir gün bu feryatlar benim için de okunacak diye korkuyorum hani babam var demiştim ya artık yok neden biliyor musunuz dün küçük bir mermi onu benden aldı bazen düşünüyorum çok küçük bir parça sevdiklerimizi nasıl alabilir ki bizden ve gene düşünüyorum neden böyle bir yerin ortasındayım ki Artık bu müzikten sıkıldım ve bu oyunlardan da bir gün bunların hepsi değişir mi bilmiyorum ama bana sadece imkansız gibi geliyor belki bir güneş doğar diye bekliyoruz ama o güneş doğsa da bize ulaşamaz ki çünkü gökyüzü her zaman tozlu ve tozlar her giden süre daha da artıyor ve şu an olduğum yer sallanıyor kulakları sağır eden bir ses geldi her yer kapkaranlık sesimi duyan var mı...
boşalıyor göğün zembereği, koşun kurulmuş karanlıklar yürüyor yıldızları kiralık bir gece bizimkisi kim baksa gözleri kararıyor tatsız balık, yapma bebek, plastik çiçek sevgiler kanserli tavuk sarı leblebi gibi sıcacık mermi kim vurulsa ertesi gün mosmor boşluk
Reklam
Burası mutfağın tavanı. Biraz kitap okuduktan sonra mutfağın ortasında ki halıya uzanıp ışığı izledim. Zamanımı boşamı harcadım? Kitap okumaya devam etsem zamanım daha mı verimli geçecekti? En iyisi matematik çözmekti belki de Yada güzel yemek nasıl yapılır adlı videolar izlemek Belki de boş odalarda gezinmek Ama bu işe biraz felsefi bir noktadan bakarsak, bu dediklerim arasında hiç bir fark yok. "Boşa zaman harcamak" aslında kendi hayatımızda kendimize yaptığımız bir tür baskı. Her şeyin çok hızlı tükendiği bu çağda, bizde hızlı olmak zorundayız. Yada öyle miyiz? Her kavramın anlaşılması için gerekli bir olgunluk vardır. Bu olgunluğu belki bir çiçeği koklayarak, belki de dünyanın en büyük dahilerinin yazdığı besteleri dinleyerek elde edebiliriz. Kitap okumak ve tavana boş boş bakmak arasında bir hiyerarşi ilişkisi yoktur. Kendi hayatına dikdatör olmamalı insan. Her dakikamız dolu dolu geçirmek zorunda değiliz. "Bazen bu aşırı dozda ki devinime bir protesto olarak, gözleri tavana boş boş dikip mutfak lambalarını izlemek gerekir..."
İlk öykü denemem / H. Sapiens
Yakıcı güneş ışığı saçlarına sinmiş, bir sarılık ki yeni doğan bebek kokusu geliyor burnuma. Merak ediyorum doğduğunda da bu kadar sarı mıydı saçları? Alnında ufak ufak ter taneleri. Biri akmaya başlayacakken zarif bir parmak hareketiyle siliyor ve bana dönüyor, gözlerinde bir pırıltı. "Çok sıcak, haydi serin bir yere geçelim"
MUSTAFA KEMAL'İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Yeleleri alevden al bir ata binmiş; Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri. Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında, Destanlar yaratıyor cihanın görmediği, Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal gibi. Mustafa Kemal’i düşünüyorum Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere; Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyor zaferden zafere. Mustafa Kemal'i düşünüyorum; Ölmemiş bir Kasım sabahı; Yine bizimle beraber her yerde. Yaşıyor dört köşesinde vatanın; Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda, Mavi gözlerini ışıl ışıl, görüyorum, Uykularıma giriyor her gece. Ellerinden öpüyorum.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Kısa Bir Hikaye / Sevdiklerime Ithafen
Uzunca boylu zayıf bir çocuk. Elinde kemik saplı çakısıyla fındığın dibine çökmüş, fındığın piçlerini özene özene kesiyor, kestiği dalların hepsinin aynı kalınlıkta ve düzgün olmasına dikkat ediyor, kestiklerini de güzelce yanına istifliyordu. Döndü kestiği dallara baktı. Bu kadar yeter mi acaba, diye düşündü. Birkaç tane daha kesti. Çakısını
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.