Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam.Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç.
Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
KİMİ SEVSEM SENSİN
kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü
Tanrım , Doğunun ilk görüntüsü ne kadar güzeldi ! Çöl ozanlarının övecekleri bir kadın: yüzü güneş, saçları gölge, gözleri pınar, bedeni fidan, gülümsemesi serap !
Bu da benim kalemimden;
(Anı)
Uzun bir aradan sonra kapattığım gözlerimi, yine ailemin yanında açıyorum. Yüzlerini inceliyorum tek tek. Annem.. Bir zamanlar gencecik olan annem yüzündeki çizgilerle bambaşka biri . Konuşsa, bir şeyler söylese, bileceğim ki aslında her şey eski zamanlardaki gibi. Oysa hiç konuşmuyor, karşımda duruyor sadece ve yüzümü inceliyor. Yanına yaklaşıyorum. 'Anne!''diyorum. Konuşmuyor, sadece bakıyor. Gözlerim doluyor. Sesim titriyor. .
Sarılıyoruz. Teni sıcacık. Kokusu sıcacık. Elleri sıcacık. İşte şimdi her şey çocukluğumdaki gibi; yüzü tertemiz, ışıl ışıl. Gözleri gülümsüyor. .''Ne çok özlemişim'', diyorum. ''Ne çok özledim'', diyor. Ve zaman orada duruyor..
"...Lakin onun kabalıktan gözleri kararmış, kulakları kabarmış, yüzü pancar gibi kızarmış, kızgın bir boğa gibi burnundan dumanlar saçmaya başlamıştı. Metrobüs ahalisi ise kaba saba ve bir boğa gibi böğüren adamın gerçeklerle yüzleşince bozulup, sobanın üstünde kaynayan çaydanlık gibi dumanlar saçar haline bıyık altından gülüyorlardı. Adam çalıştır tuşu basılı kalmış gibi saydırıyordu.... Kulaklığımda o esnada çok sevdiğim Mor ve Ötesi müzikleri çaldığından... "
kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2015/01/ben-bir...