Aslına bakılırsa, kişinin sırf kendisi için istediği mutlulukta bayağı ve eğreti bir şey vardır; insan fedakarlıkla, kendisini doğuran halka karşı görevini yerine getirmekle insan olur; erişebileceği en büyük doyum, hiçbir felaketin, acı ve çaresizliğin imha edemeyeceği hakiki sonsuz mutluluk bundadır.
İnsanların sadece umutlarla ve kaderlerinin değişeceğine dair beklentiyle yaşadıkları zamanlar olur; ancak geçmişe duyulan hasretin yaşayan nesli avuttuğu zamanlar vardır; bir de mutlu zamanlar vardır ki yeryüzünün tarihi gelişimi insan yüreklerindeki kıpırtıyla denk düşer.
Evlat her zaman kıymetlidir, yaşlanmış bile olsa. Ancak kadınlar bazen fena halde ruhu yorar, pes ettirir. Kim bilir belki de olması gereken budur, ne de olsa insanları onlar doğurur, insanlığın sahibi onlardır, vardır bir bildikleri.
Hayvanlar sıkça, neredeyse her zaman mutlu rüyalar görür; akılları yaşamın izlenimlerinden kurtulamaz, güçsüzdür, rüyaya giren sevince aldanır, çünkü uykusunda çaresiz ve zavallıdır.