Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayberk Toy

"Kentin Yeniden Doğuşu"
"Ortaçağ kentlerinin çoğu Hristiyanlık öncesi yani Barbar ülkelerinde bile vardı...Kentler bir piskoposa borçluydular. Öncelikle bir kent dini olan Hristiyanlık, Batı'da kentin sürekliliğini sağladı...Kentte kurulmuş ambarların çevre köylerden gelen yiyecekler, paradan çok hizmet karşılığında, kıtlık zamanlarında ise karşılıksız olarak kent halkına dağıtılmak için depolanırdı...Venedik, Floransa, Cenova, Pisa, Milano, Paris, Bruges, Gent, Londra tam bir Ortaçağ kentidir...Kentlerin çevresinde topraklar tarıma açılır, verim yükselir...10. ve 14. yüzyıllar arasında kırdan kente göç, Hıristiyanlık dünyasının en önemli olaylarından biridir. Kent, bünyesine aldığı çeşitli insan öğeleriyle yeni bir toplum yaratır...13. yüzyılda ruhani liderler -Dominiken ve Fransiskenler- kentlere yerleşir ve kiliselerinin ya da üniversitelerin kürsülerinden insanları yönlendirir... Kent başlangıçta bir değiş tokuş merkezi, bir ticaret düğüm noktası, bir pazar yeri olmuşsa da, bu alandaki en temel islevi, üretime yönelik etkinliğidir. Kent bir şantiyedir." (s.82-86)
Sayfa 82 - DoğubatıKitabı okudu
Reklam
Siyasal Teori
Erasmus'un "Adagia" eserinden alıntı: "Burada sorumluluğun büyük kısmını kendimize mi yüklememiz gerekir, bilmiyorum. Yalnızca birkaç denizcinin ve bazı malların riske atıldığı bir gemi yolculuğunda dümenciye güvenir, gemiyi başka kimseye değil, işini bilen kaptana emanet ederiz. Ancak binlerce insanın güvenliğinin söz konusu olduğu devleti, rastgele yöneticilerin idaresine bırakıyoruz. Bir arabanın sürücüsü, işini öğrenmek, işi üzerine kafa yormak ve pratik yapmak zorundadır; bir hükümdarın ise hükümdar olabilmesi için doğması yeterlidir. Oysa ülke yönetimi, bilimlerin en saygını ama aynı zamanda, en zorudur. Bizler gemiyi idare edecek kişiyi seçerken, onca şehrin ve onca insanın sorumluluğunu üstlenmesi gereken kişiyi seçmeyelim mi?.. Heybetli şehirlerin halk tarafından inşa edilip, hükümdarlar tarafından yok edildiği, devletin yurttaşların çalışkanlığıyla zenginleşip hükümdarlarının açgözlülüğüyle talan edildiği, iyi kanunları seçilmiş hâkimler tarafından yapıldığını ve krallar tarafından çiğnendiğini, halkın barışı sevdiğini ama hükümdarların savaşı kışkırttığını görmüyor muyuz?"
Sayfa 134Kitabı okudu
"Arınmışlıkta sizi korkutan nedir?" "Acele."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bilgi en iğrenç işlemlerden sonra bile fizik bütünlüğünü koruyan bir madeni paraya benzemez;kullanıla kullanıla epriyen çok güzel bir giysiye benzer daha çok. Gerçekten kitabın kendisi böyle değil midir? Ona gereğinden çok el değerse sayfaları aşınıp mürekkebi ve yaldızı donuklaşmaz mı?"
Sayfa 266Kitabı okudu
"Hunc mundum tipice laberinthus denotat ille. Intranti largus, redeunti sednimis artus." - Bu dünya tipik bir labirent gibidir. Girişi kolay, çıkışı çetindir.
Sayfa 230Kitabı okudu