José Saramago'nun "Körlük" adlı romanı, insan doğasını, toplumsal düzeni ve insanlık değerlerini sorgulayan güçlü bir eserdir. Roman, bir şehirde aniden ortaya çıkan bir beyaz körlük salgınıyla başlar. Bu körlük salgınıyla baş etmeye çalışan insanların hikayesi üzerinden, insanın içindeki karanlık ve şiddet potansiyelini, dayanışma ve insani değerleri ele alır.
Saramago, romanında körlüğü sadece fiziksel bir durum olarak değil, aynı zamanda bir metafor olarak da kullanır. Körlük, insanların içindeki kötülüğü ve ahlaki çöküşü temsil ederken, görenlerin sahip olduğu ayrıcalıklı durumu sorgular. Roman, insanların zor zamanlarda nasıl davrandıklarını, güç ve zayıflık arasındaki ilişkiyi ve insanın doğasını derinlemesine inceler.
"Körlük", Saramago'nun karakteristik üslubuyla yazılmış olup, uzun cümleler ve paragraflarla dolu karmaşık bir anlatıya sahiptir. Yazar, okuyucuları olayların içine çeken ve onları düşünmeye sevk eden bir kurguyla romanını örer. "Körlük", insanlığın karanlık yönlerine ve dayanışma ruhuna dair etkileyici bir deneme sunar.