Bir ülkenin güçsüz olmasının birçok nedeni vardır. Doğal afetler , toprağın verimsizliği bir ülkeyi zayıflatır ve fakirleştirir ama insanlığını kaybetmek , insanların neden olduğu bir şeydir. O yüzden insanlığını kaybettiği için güçsüz düşen , başkalarının sempatisini kazanamaz.
Dini kurallardan azade duran biri,ibadetlerin sorumluluğundan ve ilahi yasakların sınırlayıcılığından uzaklaşmış olarak elbette dünyevi bakımdan bir çeşit ferahlık elde eder. Fakat dikkatli düşünüldüğünde insanın bu yönü tercih etmekle kendi sırtına yüklediklerinin,kaçındığı sorumluluklardan daha ağır olduğunu anlamak uzun sürmez. Dunya hayatı boyunca karşılaştığı büyük tehlikelerde,yakalandığı hastalıklarlarda,maruz kaldığı musibetlerde ve yaşadığı kalp darlıklarında ilahi kudretin sahibi olan Allah'a sığınma, işini O'na ısmarlama,tevekkül etme gibi imkanlardan mahrum kalmış biri yaşamda ne kadar rahatlık elde etmiş olabilir ki? En dar vakitlerinde kendi zayıflığıyla baş başa kalan,hayatı sürekli dayanıksız ve güçsüz bir şekilde sürdürmek zorunda olan böyle bir kişi,nasıl bir ferahlığa ermiş olabilir ki?
Sayfa 24 - HayykitapKitabı okuyor
Reklam
İnsanlar, xüsusilə də qadınlar birinin köməyinə ehtiyac duyanda, birindən bir şey xahiş edəndə, çətinlik çəkdikləri üçün özlərini cansız deyə biləcək səviyyədə gücsüz, qorxaq, utancaq, fikirləri qarışmış və bunların təbii nəticəsi olaraq kövrək hiss edirlər.
Sayfa 43 - TEAS PressKitabı okuyor
Kendini kaybolmuş,korkmuş ve güçsüz hissettiğim zamanlar,dönüm noktan olacak anlar onlar. O karanlık anların altında gizlenen şey senin gücün. O güçsüz anları al ve onları güçlendir. Onları önemli hale getir Jackson. Onları anlamlı kıl.
Bir toplum en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda dağılmaya başlar.
Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı.
Sayfa 52 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Gölgede Kırk Derece
Selamlar sevgili kitap severler Bugün sizlerle #inciaral hocamdan 2001 #yunusnadiödülü sahibi #gölgedekırkderece kitabından bahsedeceğim. Yazar daha kitabın başında “Baharlara karşı durulmaz ve yepyeni sevda öyküleri başlar” diyerek bizi kitaba çekiyor. Kitapta 9 öykü bulunuyor. Ben en çok ‘Adini Anmamaya Ant içiyorum’ öyküsünü beğendim. O
Gölgede Kırk Derece
Gölgede Kırk Dereceİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2014203 okunma
Her şey çocuklukta başlamaz mı zaten ?
Gelişimin güçlüklerle karşılaştığı durumda, çocuk annesinin ilgisini çekmekle güçsüz kaldığını hisseder ve başkalarının ona verebilecekleri karşısında ilgisizlik duyar, depresif bir alan oluşturur. Çocuk gerçek bir ıstırap çeker ve varlık duygusunda boşluk hisseder. Bu ıstıraba karşı güçlü savunma mekanizmaları, hayatta kalma yönünde savunmalar adım adım yerleşecektir.
Rûm Suresi
54. “Sizi güçsüz olarak yaratan, güçsüzlükten sonra kuvvetli kılan, sonra da kuvvetliliğin ardından güçsüz ve ihtiyar yapan Allah'tır. O, dilediğini yaratır; bilendir, Kadir olandır.”
Niyet
'Hayır' demesini bilemeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin 'evet'inin de anlamı yoktur.
Sayfa 90 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
Yetersiz ve güçsüz olduğumuz için sıradan olsak da, nazik bir yürekle hareket edebilmemiz yönünden kısacık bir anlığına da olsa, bizler de büyük birer insan olamaz mıyız?
Güzellik bilgeliğe karşı, günahkarlık erdeme karşı, her zaman iştahlı olan ten de denetim altındaki güçsüz ruha karşı galip gelmişti ve zamanında Eyüp’ün o düşündürücü konuşmasında yakındığı gibi, yeryüzünde kötülerin rahatı yerindeyken iyiler zarar görmeye, hak yemeyenler gülünç duruma düşmeye devam ediyordu.
Öldürmüyor süründürüyor misali...
"Ruh ve akıl, duygu ve keder dediğimiz, çok önemsediğimiz şeylerin gerçekte ne kadar zavallı, güçsüz ve kaypak olduklarını fark ettiğimde hep dehşete kapılırım. Çünkü onlar en aşırı durumda bile olsa acılarla kıvranan bedeni hemen parçalayıp yok edemezler, insanı yıldırım çarpmış bir ağaç gibi yıkamazlar."
Kendine tamamen yabancılaşmamış , duyuları körelmemiş , haysiyet duygusunu kaybetmemiş, henüz " satılık " olmayan , hâlâ başkalarının acısını içinde duyan, sahip olma tarzında yaşam modunu henüz büsbütün benimsememiş duyarlı bir kişi günümüz toplumunda kendini ister istemez yalnız , güçsüz ve izole durumda hissedecektir. Aklında olmasa bile fikirlerinden ve kendinden kuşku duyacaktır.
Sayfa 100 - 2.BaskıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.